arka kapağı aşağıdaki gibi olan ilber ortaylı çalışması;
Tarih, bizim kör noktamız. Ondan kurtulmaya çalıştıkça, sanki garip bir istihza ile bizi yeniden kendisine çağırıyor. Redd-i miras, aslında tarihten kopmayı getirmiyor. Tersine, tarihe daha fazla dönmeyi gerektiriyor. Fakat bu 'dönüşler', ister istemez bölük pörçük oluyor; toplumsal hafızanın sakatlanmasından dolayı döndüğümüz kaynak da doyurmuyor bizi. Bu gidiş gelişleri Avrupa Birliği'ne giriş maceramızın hemen her adımında yeniden ve yeniden yaşıyoruz. Tarih karşısındaki bu kesintisiz bocalamanın geleneğimizi yeterince tanımamak ve geleceğe bakarken de kendimize güvenimizi yitirmek gibi bir sonuç vermesi şaşırtıcı değil. Aslında belki "gelenek" kavramının içeriğini de yeniden tartışmaya açmak gerekiyor. Gelenek ölü bir geçmiş, bir mezar değil, yaşayan, diri, canlı bir olgudur ve ancak bir geleceğe yönlendirildiği zaman kendisini açığa çıkartan bir şeydir. ilber Ortaylı, bu dikkate değer çalışmasında gelenek kavramından edebiyata, tarihçiliğimizin eleştirisinden tiyatroya, demokrasi tarihimizden Hammer ve Cevdet Paşa'ya, Harf Devrimi'nden Mimar Sinan'a kadar son derece zengin bir alanda at oynatıyor ve geleneğimizin geleceğimize eklemleneceği mihverleri tesbite yöneliyor.
"Gelenekle geleceği bir arada düşünmek ve tartışmak aslında her aydının görevidir. Geleneği reddetmek kimsenin haddi değil, amma velakin geleneğin ne olduğunu bilmek ve tarifini doğru yapmak şartıyla. O zaman geleceğin ne olacağını biraz daha iyi biliriz, daha doğrusu kendimiz kuracağımız için biliriz."
aptalca mantık kurulan program. efendim neymiş fitne müslüman dünyasında olurmuş başka yerde olmazmış imtihanmış çünkü bu. başta böyle dediler sonra kıvırdılar siyahta siyah görünmez beyazda siyah görünür dediler. tutarsız herifler. sadece tutarsız da değil rezilce.
ha sonra, varoluşsal sıkıntı demeye utandı bu herifler sonra söylediler güldüler falan bu ifade yüzünden.
şimdi bakın kardeşim ben felsefe okuyan adamım mantıktan retorikten şundan bundan az biraz anlarım ve bu programda yapılan sadece bizim zihinlerimizle alay etmek bunu söyleyebilirim.