Evet arkadaşlar şurda biz bizeyiz. Açık ve net konuşalım. Ailesi zengin çocuklar bu hayatA birkaç sıfır önde başlar ve gelecekleri de parlak olur. Zalımsın dünya.
küçük yaşta anasız babasız kalıp da başının derdine bakan çocuktur . ekmek verilmeyen, ekmek yapmayı öğrenen çocuktur . kimseye güvenmez gibi durur, ama hep ister güvenmeyi . geleceği parlak çocuk günde 24 saat çalışır . kimsenin korkularını üstüne almaz . onun yeterince korkusu vardır çünkü . nerden mi biliyorum ? bana rahmetli üvey babam öyle derdi . umarım adam oldum...
ileride bi bok olamadığını görünce, bünyesinde ileri derecede obsesif bozukluklar göstermesi son derece yüksek olan insancık. insan evladı.
hayır bunu sana kanın, canın, baban ve annen yapınca bu obsesif bozuklukların ikiye katlanması işten bile değil.
ben size ne diyeyim ha. "allah bildiği yapsın sizi"
babanın öğrettiği go yununda önce onu yenersin. sonra babanın arkadaşını yenersin, sonra mahalledeki çocukları yenersin...tabii önce oyunu öğretip sonra yeniyorsun. böylece ego 1500...tavan yapıyor.
sonra düşünmeye başlıyorsun birden. "lan acaba? acaba..."
zafer sarhoşluklarıyla dolu günler geçiriyorsun. hatta öyle bi sıyırıyorsunki evde kenara atılmış bir antolojiyi deli gibi okumaya başlıyorsun.
-eid?
+efendim baba?
-gel oğlum kim beşyüz milyar ister başladı.
+geliyorum.
eline de bi gazete alıyorsun tabii. baban gibi büyük adamsın ya....bi yandan köşe yazılarını okuyorsun bi yandan da çıkan sorulara göz atıyorsun. o sırada bir soru geliyor. sorulan bir şairdir, bilmemkaç doğumlu olup bilmemkim lisesinden mezun olan, bilmem ne eseri ile meşhur....
-necip fazıl...
der, tekrar gazetene dönersin...kimse sizi duymamış, ya da duymuş ama sallamamıştır. sonunda yarışmacı cevabı bilemez ve ödülü kaçırır, spiker doğru cevabı açıklar:
-necip fazıl kısakürek olacaktı...
salon birden buz keser, kafanızı kaldırdıgınızda herkesin gözü sizin üzerinizdedir.
-oğlum nerden bildin?
+antolojiden okudum....
tüm aile size bir dahi gibi davranmaya başlar. bakkala, kapıya eskiden siz koştururken birden el üstünde tutulmaya başlarsınız...
kapı çalar;
anne: oğlum koş kapıyı aç
baba: oğlan antoloji okuyor hanım sen bakıver.
anne: tamam peki....
sizin dahi olduğunuza sizin kadar olmasa da en çok inanan insanlardan olan babanızın da desteğiyle iq testine girersiniz sonunda...
ama ne çıkar? ortalamanın biraz üzerinde...
eve dönerken flashback ler gelir ardi ardina..polisiye dizilerde cinayet çözüldükten sonra gelen aydınlatıcı flashbacklerden hani..(go maçında babanızın yaptıgı basit kasıtlı hatalar vs..)
kolpaya getirmişlerdir sizi.
kapı çalar;
anne: oğlum kapı çalıyor bi' bakıver.
eid: anne kitap okuyorum.
baba: oğlum annen ne diyorsa onu yap...saygısızlık yapma....
eid: ama ama yaaa....bühühüü.....
yetişkinlerin gözünde seçilmiş kişi olmaktır. kendi olamadıkları şeyleri sizin olmanızı isterler. sizin ne istediğinizi umursayan aile az bulunur. ille ki yönlendirileceksinizdir. tecrübemiz olmayabilir ama hayallerimiz var! peşinden giderek tecrübe edineceğiz! yaşam budur zaten!