en çok korkulan ve bu yüzden şimdiki zamanda onun adına en çok hata yapılandır.
şimdiye değil hep geleceğedir tüm yatırımlar. oysa düğümün çözüm noktası sadece şimdidir.
Biz anılarımız veya şimdiki yaşantılarımızla olmaktan çok geleceğe ilişkin korku ve kuşkularımız , heyecan ve umutlarımızla yaşarız . Bu , ilk bakışta tartışma konusu olabilecek insansal bir bağış gibi görünecektir . Çünkü insan yaşamına , tüm öteki yaratıklara yabancı olan bir kuşku öğesi sokmaktadır . insan bu gelecek serabından , bu kurgusal ideden kurtulursa , sanki daha akıllı ve daha mutlu olacakmış gibi görünüyor . Filozoflar , Ozanlar ve büyük din eğiticileri , insanın her dönemde bu sürekli kendini-aldatma kaynağına karşı uyarmıştır . Din , insana gelecek günlerden korkmamayı öğütler . insan zekası ise yaşanılan andan haz duymayı , geleceğe aldırış etmemeyi önler . Ama insan , bu öğütü hiçbir zaman izleyemezdi . Geleceği düşünmek ve gelecekte yaşamak , onu doğasının zorunlu bir parçasıdır .
Teorik ve pratik olarak imkansızdır . Zaman - uzay boyutunda ; zaman esneye bilir , daralabilir ama hiçbir zaman geriye gidemez . ileri gitmek için ise ; belli başlı fizik kanunlarından yararlanmak gerekir . Genel ve özel görecelik kanunlarıdır . Kütlesi artan veya ışık hızına yaklaşan bir şey , zamanı kırar . Ama zamanı kırmak sizi yanıltmasın sadece zamanın akışı yavaşlar , bilinç algılayamaz . Lakin , evrende sizle birlikte geleceği için , zaman da ileri yolculukta yapamazsınız .