bir mahalledeki çocukların hepsinin birbirini tanımasını ve herkesin evinden getirdiği 3-5 ufak oyuncak ve biraz hayal gücüyle yaratılan oyunları gelecek nesil hiçbir zaman anlayamayacaktır.
futuristik vizyonuma göre gelecekte mastürbasyon için robotlar üretilecek. bir zevk aracı olacak olan robotlar halledecek o işi. ve zamanla elizabeth kavramı yok olacak. yalnızca nesiller sonrası dedelerimiz bilecek, hakkında konuşacak ve eski abazan günlerini yad edeceklerdir.
karşı apartmanların zilerini çalıp kaçamayacaklar, çünkü dışarda oynamak yerine bilgisayar başında oyun oynuyor olacaklar. beyblade arenaları, tasoları olmayacak ve onlarla oynayamayacakları için ' kökülmek ' deyiminin ne olduğunu hiç bir zaman bilemeyecekler.
içinde taso var mı acaba diyerek bakkalın cips rafındaki bütün cipslerini ellemek vasıtasıyla heba edip, bakkaldan azar yiyemeyecekler. Leblebi tozunu, onun dişlere, damağa yapışmasını, temizlemeye çalışırken püskürtüp karşıdaki arkadaşını sinir etmenin eğlencesini yaşayamayacaklar. karınları ağrıdığında şekerli su içirilmeyecek hiçbirine, hemen ilaçlara sarılınacak. mandalinalar yendikten sonra kabuklarını sobanın üzerine koyup oluşan mis gibi kokuyu içlerine çekemeyecekler çünkü bütün evler kaloriferli olacak. keza sobada kestane pişirmenin , çıtırtılarını duymanın keyfini yaşayamayacaklar. ve daha bir sürü şey. amma dertlenmişim be sözlük.
tasoları, futbolcu kartlarını hiç bilmeyecek, oynama zevkine erişemeyecek olan nesildir. mahalle maçını parkta ağaçların arasında değil de internet üzerinden oynayacak olan nesildir.
tutumlu olmaktır, eskiden her şey daha kısıtlıydı, tabak yerine ortaya tencere koyup verdik, sucuğu, muzu anca yılbaşında özel günlerde görürdük, şimdi her şey çok bol, benim kendime ait odam bile olmadı, şimdi kendi göremediğimiz hayal dahi edemediğimiz imkanları çocuklarımıza sunduk ama hiçbir şeyin kıymeti bilinmiyor. tüketim toplumu olduk çıktık, çamaşır makinesi almak için 1 yıl para biriktirirdik anca öyle sahip olurduk, şimdilerde evler eşyadan geçilmiyor ama alınan hiçbir şey bizi tatmin etmiyor daha 1 hafta kullanmadan sıkılıp bir kenara atılmış oluyor, sapıtmış durumdayız.
Okul kitaplarını kaplayarak üzerine etiketlemek ve kara tahtayı tebeşirle yazmak.
Tablet ve akıllı tahta kullanacak olan nesiller, defter kaplama, kitap kaplama ve kara tahta ne demek diye google de arama yapacaklardır.
namus, vatan sevgisi, kitap okumanın televizyondaki bir ton saçma sapan programlardan daha önemli olduğu, yurtdışının aslında o kadar da cazip olmadığı gibi şeylerdir anlamayacakları şeyler.
ekleme: korkarım ki en önemlisi, herşeyden de önemlisi, mustafa kemal'i anlamayacalar!
görünen o ki bizim neslimiz de , gerçi şu an buradakilerin yaş ortalamasını düşününce bizden sonraki nesil demem daha doğru olur, anlamamaya başlamışlar bile.
kalemle kaset sarmayı, televizyon çekmediğinde televizyona -patpatpat- geçirmeyi asla bilemeyecekler.
walkmen'lerde ya da cd-çalarlarda kulaklıkla müzik dinlemenin nostaljisinin tadına da varamayacaklar.