gün geçtikçe o kadar yitiriliyor ki bu olgu, aşkı o kadar cinselliğe bağlıyoruz ki bütün insanlık olarak, gün gelecek bu güzel duygu kaybolacakmış gibi geliyor... hatta belki kaybolmuştur da biz kaybolmamış gibi yapıyoruzdur... bilinmez.
adını bilmediği birine platonik aşık olan ve adını bilmese de onu dilinden düşürmeyen bir insanın dünya yüzünde hala yaşıyor olması.
(ah ah lise günlerim.)
mesela, şapka inkılabı yapılan ülkemizde kemalistlerin neden şapka takmadıklarını çözemeyecekler hiçbir zaman. kravatın neden takıldığına da bir türlü anlam veremeyecekler. asker doğduğu iddia edilen insanların ülkesinde neden bu kadar çok bakaya olduğunu kavrayamayacaklar. her sabah doğru ve çalışkan olduğuna vurgu yapılanların, nasıl olup da ayak üstü kırk yalan uydurduğu karşısında hayretler içinde kalacaklar. en ironiğine gelince. vatan şairi denilen, bugün hala okuduğumuz istiklal marşının şairi olan mehmet akif ersoy un, tam on yıl boyunca gurbetlerde, sürgünlerde süründüğünü ölünceye kadar anlayamayacaklar ne yazık ki. o şair ki, ömrünün son demlerinde hasret kaldığı ülkesine dönüyor, kimse ilgilenmiyor, cenazesine hiçbir üst düzey devlet adamı katılmıyor. dikkatinizi çekerim, atatürk onun vefat ettiği yılda, yaşıyor. gelecek nesil anlayamamakta çok haklı olacak. çünkü bunları, mantıklı bir şekilde anlatabilmenin imkanı yok.
yaz mevsiminde hava kararmaya yakınken, sokaklarda dolaşıp; sağa sola sıktığını zannederek, ağzımıza yüzümüze sinek ilacı sıkan, belediye kamyonetleri.
ilerde anlatırsak dava bile açabilirler, aramızda kalsın da çocukların başı belaya girmesin.
ben de bunu bekliyormuşum herhalde. 60 yaş havasına giriverdim hemen.
fasfasgıoejıqmfeqıef . Bunu anlamayacaklarına garanti verebilirim .
Bu aralar aşırı abartıyoruz nedense bu meseleyi sonuçta onların inanılmaz teknolojik zevklerini de biz anlamayacağız , hayat böyle devam ediyor neden bu geçmişte kalan şeyleri gelecek neslin anlamayacaklarından bahsedip "ah ah biz çok güzel zamanlar yaşadık " demeye çalışma furyası