gelecekten korkmak cok normal degil mi? ilerde bir seyler olacak ve sen ne olacağını asla suan tam olarak bilemezsin. neye sevinip neye kahrolacagini ogrenemezsin. ona gore onlemler alamazsın. sadece bekleyip gorebilirsin ve tahmin edebilirsin hayaller kurabilirsin anca. okulda, işyerinde, iliskinde hayatin her aninda her yerde çırpınıp durursun. ama sen sadece suan varsin gecmiste vardin bir kac dakka sonra var olacak misin bilemem, bilemeyiz.
hayatı garip bir kıskaca sokan , bütün benliği sarıp sarmalayan bir korku. sadece üç ay kalmışsa mezuniyetinize ve kestiremiyorsanız olup bitecekleri bu korku kabusa dönüşür. şuan kendine ait bir evin , koltukların , halın , televizyonun varsa ve varsa evinin her köşesine sinmiş özgürlüklerin karabasana dönüşür kabusun.
mezun olunca evsiz kalacakmış gibi hissediyor insan. baba evine dönmek istemiyor. üniversite okuduğu şehirde kalıp kalmamakta kararsız kalıyor. lanet bir sistemin uydurması kpss belirlesin geleceğini hiç istemiyor. ki zaten kpss yi kazanamassam fikri duruma iyice vehamet kazandırıyor.
arkanızda eğer okulu uzamış bir sevgili bırakmak istemiyorsanız; ya o şehirden gitmemeniz gerekiyor , ya da uzaklıkların ilişkinizi harap etmesi gerçeğine göz yummanız...
sonra içiliyor bol köpüklü türk kahveleri. fincanlar ters kapatılıyor. fallar bakılıyor bir ümit gelecekten bir haber gelir diye.
geceleri dua ediliyor , okulda , stajda , kpss kursunda yorulmuş beden yastığa beş kala sızmassa. bazen güzel rüyalar görülüyor uykuda. sevdiceğini serpiştiriyorsun rüyalarına. türkiyenin bilmem neresinden gelmiş dostalara baş roller veriyorsun. okul bitince nerelere gideceklerini bilemediğin insanlara , hoş onlarda bimiyor zaten... bazen de kötü rüyalara şahit oluyor geceler. planlayamadığın geleceğin iyice plansızlaşıyor , zıvanadan çıkıyor. kontrolü yitiriyorsun...
bir ufacık ip ucu bekliyorsun allah tan. sırf rüyalara, fallara boyun eğmemek için. bu korku beni zorluyor , yoruyor. bir çıkar yol arıyorum , bulamıyorum... galiba deliriyorum...
ülkede eğitimini tamamlamış mesleğinde istekli ve yetenekli olan insanların işsiz kaldığını görünce sık sık hissedilen korkudur. yanılmıyorsam geçen sene haberlerde gösterilmişti, insanlar matematik öğretmenliği, mimarlık, mühendislik gibi bölümlerden mezun olup itfaiyede işe girebilmek için elemeden geçiyorlardı. elemeden kasıt da belirlenen metrede koşarak kovadaki suyu dökmeden taşımayı başarabilmekti. sen en güzel senelerini ver, didin uğraş.. ya atamalar olmaz dersanelerde sürünürsün, ya da iş sıkıntısından dolayı istemediğin mesleklere geçmekten başka çaren kalmaz. eğitimsiz, bir de üstüne görgüsüz insanların televizyonlara çıkıp bir saatte kazandığı parayı bir senede kazanamayan memurlar var. hangisi emek, önemli olan emek mi şaklabanlık mı o da tartışılır. bu yüzden memleketin gerçeklerinden biriyle yüzleşerek ideallerine ulaşmaya çalışan her insanın yaşadığı bir kaygıdır geleceği.
Maalesef ki bu korku ister istemez herkeste vardır. Hele ki biz ögrencilerde biraz daha fazladır çünkü geleceğinin bir kaç saatlik sınava bağlı (bkz: lys) olması bu korku için fazlasıyla yeterlidir.