gün geçtikçe kendini hissettirendir. eskiden babalarımız biriktirmiş eksik kalanı az biraz borç, harçla tamamlayıp evini, arabasını almış. nişanını, dügününü yapmış, bizlere nişan, dügün yapıyorlar. ve oturup ne şimdi ne ilerde çocuklarıma bırakabilecegim birşey yok olacagını da düşünmüyorum sadece şahsıma degil genel olarak çogumuz öyleyiz ne yazık ki! biz maaşı aldıktan sonra 1-2 haftada bitiyorken adamlar birikim yapmış.
Lise çağımın sonundan üniversite başlangıcı da dahil olmak üzere yaşadığım kaygı. Ancak her ne hikmetse artık kafama takmıyorum geleceği. Ne olacaksa olacak, şu an hayat bir şekilde devam ediyor. 1 dakika sonrasına çıkacağımız meçhulken gelecek adına yoğun düşüncelere dalmak saçma geliyor. Aç, açıkta kalmadıktan sonra yaşar gideriz. Şu da olsun bu da olsun derken ömrün yitip gitmesini istemiyorum ben. Biraz akışına bırakmak istiyorum. Zaten çok düşündüm bunları şimdiye kadar, düşünsem de düşünmesem de bir şeyin değiştiği yok. Bari şimdiden düşünüp anımı zehir etmeyeyim kararındayım artık.
Kaygısı olanlara bu tutumu Tavsiye ediyorum. Bu demek değildir ki akışına bırakalım derken hepten salalım. Önce yeterli uğraşı verip sonra tevekkül edeceğiz.
Düşük ya da ortalama gelire sahip her insanın hissettiği kaygıdır.
Sosyal devlet sistemi işlemeyen ülkelerde, işsiz ya da parasız kalmak demek, perişanlıktır, çaresizliktir.
Ne içecek bir tas suyun ne de yenecek bir lokma ekmeğin olur.
Sap olabilecegimiz bir balta var mi diye dusunmek. Baska baltalarin saplarina bakip ic gecirmek. Ve hicbir baltaya sap olamamak sonucu gelisen duygular silsilesi.
üzerine düşünülmesi ama çok düşürülmemesi gereken şeydir. zira gelecek kaygısı değil o g*t korkusudur tamamen ve özgüven eksikliğinden doğar. bu noktada yapılması gereken ilk sey gercek bir meslek secimidir. oturup kağıt kalem üzerinde her şey ayan beyan ortaya konarak not alınmalı. plan proje cizilmelidir. kafanın içerisinde bunlarla mücadele etmek insana aklını yitirtebilir. çok ciddiyim sayın sözlük. meslek seçimi yapılmalı. bu mesleğe nasıl başlarım nasıl gelişirim nasıl daha kazançlı olurum hepsi bir bir not alınmalı ve en önemlisi sıralama doğru yapılıp adım adım o yolda yürümeli insan. böylelikle koyulan hedefe gün be gün yaklaşılır.
ilk okulda öğretmenim yan çizgi çizmemi istediğinde, üşenir yapmazmışım. Aileme ise "oğlunuz derslerde çok aktif" derlermiş.
Ortaokulda ödevlerimi yapmadan okula gidermişim, ve bunu bir sorun olarak görmezmişim. Her dönem takdir aldım.
Lise de hocaların sigara odasında hocalarla beraber sigara içecek kadar samimiydim. Lise de okula kalem götürdüğümü hatırlamıyorum. Bilgisayar mühendisliğine rahat gideceğim bir puanı Ygs den aldım.
Üniversite de 2. Öğretimdim. Hem çalışıp hem okuyordum. Birinci öğretimlere deli gözüyle bakıp "ulan biz saat 17 den 21 e kadar burada kalmaya zorlanıyoruz, millet sanah 8 den öğle 15 e kadar burada kalıyor" diyordum. 4 yıllık Üniversite de oturup toplasan 1 saat ders çalıştığımı hatırlamıyorum.
Üniversite bitince çalıştığım şirketten 10 kat daha büyük bilinen, bir firmaya geçtim. insanlara yazılım satıyorduk.
Bir evim, arabam işim ve hayatım vardı.
Bir gün iş yerinden çıkarken bir kız gördüm, çok güzel görünüyordu. insan olarak güzel. Gittim konuştum birlikte olduk, 2 yıl aynı evde yaşadık. ben onu mutlu etmek için elimdeki her şeyi harcamaya başladım, bir süre sonra kendimden taviz vermeye başladım ama bırakmadım. Hayatımda bir şeyi "düşünerek" yapıyordum artık. Bir gün bir uyandım, bir not ve gitmiş.
Hakikat şudur ki: bir şeyi kaygı ederseniz o şey konusunda kaybedersiniz. Hayatınız dışındaki her şeyi kaygı edin, ama hayatınızı asla. Düşünmeden yapın.
enerji ve zaman kaybı.
daima işini yapıp önüne bakacaksın. ona kaygılan, buna pişman ol yaşamaya vaktin kalmaz. kıyamet koparken bile yapmak istediğini yapacaksın sahnede öleceksin.
bitti.
teşekkürler.