40 yaşına gelmişini tanıyorum. work and travel yapıyor hala. kamplara falan gidiyor. yogalı, çakralı bir garip bişiler yapıyor. ben tanıdığım birine bile merhaba demekten çekinirim. hatun çantasını, uyku tulumunu alıp kafasına göre çekip gidiyor. gittiği yerde iş de buluyor, kalacak yerde. tatilde değil normal hayatı böyle. şu an nereye gittiğini kimse bilemez.
Ailesi varlıklıdır, belki aslan gibi dayıları vardır işi hazırdır ya da hayatı ciddiye almıyordur, anın keyfini yaşıyordur.
Şimdiden tasalanarak, öğrenciliğini zehir etmek istemiyordur.
Hatta belki kendine ve donanımına çok güveniyordur.
Hepsi olabilir, hepsi muhtemel.
Gelecek kaygısı taşımayan insanların çoğalması dileğiyle!
Antidepresan kullanıyor olabilir veya babası zengin veya toplumsal statü bakımından söz sahibi birisidir.bu iki ihtimalin de dışındaysa boğaziçi koç veya odtüde okuyordur.başka da ihtimal yok bu ülkede gelecek kaygısı çekmemek gerçekten çok zor.
Hep merak etmişimdir böyle bir duygunun nasıl olduğunu çünkü ben hep bir yerlere gelebilmek için ekstra güç sarfetmek zorunda bırakılıyorum. Çalışıyorum hep ve bazen olmuyor bir de bakıyorum benim hayalimi 0 emek ve 0 çabayla başkaları gözümün önünde yaşamaya başlamış. Ne mutlu zenginim diyene!
günümüz gençlerinde sıkça görülen durumdur. her 10 gencimizden en az 6sında bunu görüyoruz.
ygs sınav sonuçlarının analizine bir göz atmamız yeterli en basitinden. durumu olmayıp hazırlanamayanları bir kenara ayırırsam kalanlar komple dangalak. benim bir ingilizce öğretmenim vardı. dalga geçerdi gençlerin bu sıfır çekme haline. gözümün önünde sallayarak 20 soruda 11 doğru yaptı adam. sayısalda komple batığız, bir şeyler karalayıp beceremeyenler bir tarafa, büyükçe bir yığın ise matematiğe neredeyse hiç dokunmamış bile. hadi burayı geçtim. türkçe ortalaması da leş. okuduğunu anlamaktan aciz bir dolu mal var.
tabi esas salaklığın başladığı nokta şurası: bizim bu başarısız gençlerimiz bu başarısızlıklarını telafi etmek için hiç bir çaba içerisinde bulunmuyor. ders konusu, vazife ahlakı konusunu geçiyorum. toplu taşımalarda, yolda, sokakta yani umumi ortamlarda gençlerimizi bir gözlemleyelim. tüm dertleri kakara kikiri, erkekler kız düşürme kızlar oğlanların dikkatini çekme derdinde. sevgililerin ise müthiş bir çoğunluğu ise alanen türlü edepsizliği sergilemekten imtina etmiyor. bunlar ileride anne ve baba olacaklar, çocuk sahibi olup onları topluma kazandıracak(!). pasaklı, özensiz gezmek övünülesi bir şey olmuş. yağlanmış, tarak yüzü görmemiş saçlarla gezmek marifet olmuş. kıyafet konusuna hiç gelmiyorum bile.
sen hiç mi o yaşlarda olmadın diyenler var. şahsım adına, ben de o yaşlarda bulundum ve o yaşlarda hiç öyle değildim. ayrıca mesele benim öyle olup olmamam da değil zaten. 1915 yılında 3 lise tek bir mezun dahi verememişti. onlar da gençti. yeri geldiğinde genç değil, çocuk yaşta sayılacak insanlar bilerek ölüme yürüdü. bizim şimdiki gençlerimiz aklıselim birey olmaktan aciz. kendine hayrı yok, geleceğe hayrı olsun.
Maddi yönden zengin olup kaygısı olmayabilir, fakat manevi yönden bir donanım ı yoksa , dünyalar onun olsa nafile gençtir.!
Mesela!
Yarın topu dikmeyeceģini kim garanti edebilir?