Hilafet vardı
Şeriat vardı
Osmanlıca yazımız vardı
kur'an talebesi yetiştiren medreselerimiz vardı
Tekke ve zaviyelerimiz vardı...
Ayasofyamız vardı
Medeniyetimiz, kültürümüz vardı
Musul ve daha bir çok şehri vardı
Başörtüsü vardı
pazar yerine Cuma günü tatili vardı
hiç anlamadığım söz. adamlar geldi kendi sistemlerini kurup gittiler biz de biz kovduk zannediyoruz hala hatta gittikten 1-2 sene sonra tekrar geldiler. çanakkale geçildimi geçilmedimi sorunsalına benziyor.
savaşta umutsuzluğa yer olmadığının kanıtını atamız bu sözüyle göstermiştir. zamanında savaşta düşmanlar için söylenmiştir. ama şu an kanı bozuk mollalar için söylenmesi en ideal sözdür. geldikleri gibi giderler.
mondros ateşkes anlaşmasının 7. maddesine dayanarak itilaf devletleri donanması istanbul limanına gelmiş ve topları saraya dönük olarak demirlemişlerdi. aynı gün 13 kasım 1918 de istanbula gelen ve haydarpaşa garında trenden inen mustafa kemal donanmaları gördü ve yanındaki arkadaşlarına o inanç dolu sözleri söyledi
tüm emperyalistler ve uşaklarının korktuğu, bugünkü damat ferit takipçilerinin tedirgin olduğu veciz söz. bu sahte cennet biterse asılır mısınız, evet artık aşağısı kurtarmaz.
geldikleri gibi giderler cümlesiyle, mustafa kemal atatürk kurtuluş savaşını başlatacağını belirtmiştir. müfettişlik göreviyle anadoluya geçip amasya bildirgesiyle bu görüşünü perçinlemiştir.
Atanın ne kadar büyük bir insan olduğunu gösteren olaylardan sadece biridir. Cevabında hiç, bir kinaye, kin-nefret, umutsuzluk yoktur. Düşmanı ülkesini işgal ederken bile o mağrur ve asil duruşunu, tavrını değiştirmeden bu sözü söylemiş ve çevresindekilere de ne kadar büyük bir kumandanın askerleri olduğunu hissettirmiş, güç vermiştir.
sadece ingilizler için değil, türk topraklarına ve türk devletine, herhangi bir açıdan işgalci konumunda yerleşen siyasi,ideolojik,askeri her türlü düşmanı ilgilendiren sözdür.