okul korosundaki öğrencilere özel günlerde söyletilen ve söylenmesi zor olan klasik eserlerdendir. güzel ve kendi kültürümüzün esintilerini taşıyan hoş bir eserdir. **
öksüz bir kaygılanma olarak iç'te izdü$ümü yaratan o ardı$ık duygu. utanç.. o ki; iğnenin ele batı$ına sinirlenme anındaki yüksük eksikliğinin farkedilmesi ile e$değer. nöronlardan sızan mürekkepteki sessiz buğunun acı bir yakarı$ olarak geri dönmesi.. o ki; gecenin gündüzüne taa fetüsken kertilmi$ olma ihtimalini sorgulayan bir anlayı$ın ıssız muhbiri.. çünkü her pazartesi bu kente yağmur yağar, çünkü her pazartesi yağmurlar okula ba$lar, çünkü her pazartesi yağmurlar yanaklardan sızar.. anlık bir tela$la akıldan geçen ve yeniden akıla dönen duygular; aynı istasyonda bekler vagonsuz.. aynı trene biner biletsiz çocuksu heyecanla.. yakarı$ın kabullenmeyi tu$ edemediği o esrik anda fikre dü$en "yoksa yiten ben miyim?" monologunun ılıkça ruhu vaftiz edi$inin beklenmediğini anlar insan. duygular, aynı bardaktan kana kana su içmeyi -dahi- yasaklayacak kadar kin doludur. yitirilen bir dostluk kavramının varlığından habersizdir artık insan "yoksa yiten ben miyim?" derken..
oysa hala uzaklarda $airler var:"hatta ne güzel de olmu$ da sen olmu$sun demek!" diyorlar dostluk adına..
muhteşem yunus emre eseri olan, çeşitli kişilerce farklı formatlarda okunmuş, her dinleyişte insanı huzurlara sürükleyen, muhteşem ilahi; bir insanın allah'a nasıl bir aşkla bağlanabileceğinin göstergesi olan ilahi.
metaryalizmin dehlizlerinde boğulan bizler...
ve sanki bir ilaç, bir ilahi hediyedir
o güzelim neyden çıkan fizikötesi sesler...
gel gör beni der yunus aşk neyledi beni..
oysa o kadar maddeci oldu ki ondan sonra gelen nesli ,
sevgi sahilde , aşk döşekte aranır oldu şimdi
her bir katresi özletiyor bugünün , eskiyi...
yunus emre şiiridir. bestesi yapılıp bir çok sanatçı tarafından seslendirilmiştir.
burhan çaçan, leman sam gibi. ayrıca insana huzur veren ve "insan" olanın gözlerini yaşartan harika bir ezgidir.