Herhalde 9 10 yaşlarındaydım
Mahallede oturuyoruz 6 7 kişilik grup oyundan bıkmış vaziyette karnımızda aç ne yapsak ne yapsak
O zaman da mahalleyi henüz beton yığınları kaplamamış her yer bahçe hepsi de verimli
Dedik girelim birine çatlayana kadar yiyelim her şeyden
Girdik birine eşek şansı var ya neyse
Sanki cennet yok öyle bir tat elma armut şeftali...
Ne bulduysak yiyoruz
Seftalinin üstündeki pürüzü penyemle silerdim her zaman tüm penyelerim lekelidir o günde batırdım batmayanlardan olan penyemi de
Artık catlamak üzereyiz dedik çıkalım stoklayıp çıkıyoruz penyemi çuval gibi yaptım ceplerde dolu
Tam çıkışa doğru biri yaklaştı böyle kollarını iki yana açmış hızlı hızlı geliyor aha bahçenin bekçisi hepimiz donduk herkesin aklına diğer çıkış geldi
Aynı anda diğer çıkışa koşuyoruz
Hayda o taraftanda bekcinin eşi
Plan yapmışlar bi de cakallara bak
Daha elimiz ayağımız boşaldı
Ama erzaklarıda bırakmıyoruz. O an korkudan aklımıza gelmedi diye düşünüyorum.
Bahçede bir o yana koşuyoruz bir bu yana
gittikçe her iki taraftan yaklaşıyorlar.
Nasıl korkuyorum yok böyle bir korku
Yapacakları umrumda değil babama haber verecekler o aklıma geliyor biterim ben.
Allahım nolur diyorum pataklasınlar ama tanımasınlar söylemesinler. iyice yaklastılar
Arada 5 metre felan kala bizim aklımıza ayrı ayrı kaçma fikri geldi
Bir anda dağıldık
Hala kucagım dolu koşarken cebimdeki elmalar baskı yapıyor en sonunda birimizi yakaladılar kim hatırlamıyorum ama ben değildim
Çıkış kapısına tırmanışım tırmanırken hala kucagımdan atmadığım zulam
Ne manyaklık !
Penyenin ucunu ağzıma aldım tepeye tirmandim penyeyi diğer tarafa doğru açıp hepsini bahçe dışına firlattım inip hepsini topladım böyle bi anım.
Sonra bi daha bi daha girdim o bahçelere o armutlara her şey değer...
Küçükken annemle faaliyetler yapardık.şimdiki resim çizme,boyama,hamur oyunları felan fasarya.
Suyu açıp kapatma faaliyeti en sabır gerektiren faaliyetimizdi.
Annem dışarda belki halı belki yün yıkar bende musluğun başında annemin kapat ,aç ,çok açtın ,biraz daha aç komutlarını yerine getirmeye çalışırdım.
Bir gün firar etmeye karar verdim. bıkmıştım, sıkılmıştım ,pişman değilim yine olsa yine yaparım.
Annem birşeylerle meşgulken fırladım dışarı o zamanlar çok sevdiğim bir arkadaşımın evine gittim. Hem biraz uzakta annem erinip gelmez dedim hem de balıkları vardı babası odasına koymustu akvaryumu kızdan çok ben ilgilenirdim balıklarla insan bollukta olmasın işte biz balık konusunu açamazdık bile neyse
Herkes benim kadar cesur değil onun annesi izin vermedi dışarı çıkmaya off ne soruyorsa annesine fırla gel ben mal gibi dışarda kaldım o da odasının penceresinden bana bakıyor. Ee ben balıkları gormeden dururmuyum. Evlerinin pencereleri demirliydi zaten mustakil ev tirmaniverdim bende hem arkadaşımla konuşuyorum hemde balıkları izleyebiliyordum. Demir ellerimi acitiyordu sürekli durusumu değiştiriyordum ama umrul değil. Derken biz guluyoruz sakalasiyoruz allah ne goreyim annem
Geliyor karşıdan. O kadar korktum ki kitlendim resmen o korkudan aşağı atlayamadim. Atla hadi kızım koşar kurtulursun yok tık yok. Aklımda bir sürü fikir ama bedenimi hareket ettiremiyorum. Annem bagirarak yaklasiyor bu arada artık çareler caresiz...
Önce popoya birkaç tokat en sertinden sonra da eve gidene kadar yol boyunca dayak yedim. Balıklar of o turuncu ve gri simli balıklar...
"Aç diyorsam aç bekletme "
"Ihihihi Peki tamam."
Küçüğüm yine bir aralar. Aklım şeytanlıkta ( annemin deyimiyle )
Mahallede benden 2 yaş büyük bir kız var. Kan kardeşiydik. Yediğimiz içtiğimiz bir. Tabi bana çiş içirttiğini saymazsak özünde harbi kızdı. Sürekli keşifler yapardık. Kapı çalıp kaçmalar , amcaların sigara pöcüklerini alıp içmeye çalışmalar felan.
Yine günlerden birgün gezelim dedik. Ama her zaman sınırlarımız bellidir. Fazla uzaklaşmadan turlama yapardık.
Annem ararda bulamazsa beni sonum olur.
Baya ilerledik sonra arkadaşım bana mahallenin 2 cadde arkasındaki markette patlayan şeker ve meybuz alalım dedi. Niye dedi zaten bizim ordaki bakkal da vardı. Neden dedi çünkü oraları merak etti. Ee ne yaptı kanıma girdi. Neyle tabiki zaaflarımla.
Ee bende şeytanlıkta çok. Hic anne sözü dinleme. Dedik çabuk döneriz. Arkadaş git git bitmiyor havada hafif kararmaya başladı kalbim küt küt hem gitmek istiyorum. Hem annemin beni arayabilme ihtimali.
Neyse gittik döndük. Mahalleye yaklaşırken bir tanıdık gecti yanımızdan.
"Kız annen seni arıyor her yerde"
Aha dedim bittim koşa koşa geldim kapının önüne annemde uzaktan göründü. Belli ki korkmuş ve sinirli.
Arkadaşım da ben de donduk. Önce bir güzel kulağından tuttuğu gibi anasına teslim etti bir ton söylendi kadına tabi.
Keşke benimki de kulakla kalsa.
Ne mi yaptı.
Aldı eve bir güzel. Döve döve mahalle inliyor tabi. Dedim dayak yiycem ben. Babam da yok sadece ablam annem.
Annem ablama kucakla şu kızı dedi.
Aldı ablam kucagına .
Noluyo be acaba ayaklarımı mı yıkıycak. Çıkart pantolonunu şu kızın dedi.
Kalbim küt küt korkudan kalp sesimi duyuyorum.
Soydu aldı kucağına ne mi yaptılar.
"Sen bu bacaklarla mı gittin gitme dediğim yerlere "
Ben hıçkıra hıçkıra ağlıyorum tabi
Aldı mutfaktan kibriti yaktı bir güzel o ateşi bütün bacaklarımda gezdirdi.
Yanmaya yakın cekti. Tekrar yaklaştırdı. Çekti tekrar yaklaştırdı.
O kadar acı çekerken ablamın sözleri
" tamam anne bu kadar yeter "
Bre zalim ne bu kadarı ne yeteri acımasız saklasana annemden beni.