Hayal kurma dürtüsünü tetikleyişi, kendinizle sohbet etmeye en elverişli gün bölümü oluşu, duyguları tavan yaptırarak aşırı mutluluk ya da aşırı üzgünlük sebebiyle ağlama etkisi yaratması * ve gökyüzünün güzelliği...
Hayat bana kötü dediğimde kimsenin duymaması...
Acıyı severcesine kendime yalandan bahanelerle yerden yere vurmam.
Şiirler yazıp kendimi bir şey sanarak geçirdiğim boşa zamanlar...
Hayat bana ve geceme güzel diyerek kendimi oyaladığım ve izlediğim filmlerin başrolünde ki kadına kendimi koyup diğer başrol olan adamın benim olduğunu hissederek içli içli ağlamam
Kurgularıma ve hayallerime hiçbir pis sineğin rağbet etmemesi...
Kendimi bir şey edemeyeceğimi bildiğimden gece geç saatlere kadar şarkı dinleyip melankoliye bağlamak...
Mutlu olduğumda ya da yorgun olmadığımda kitap okumak...
Ara sıra onun bunun gazıyla oturup kitap yazmaya çalışmalarımı tek karşılayan zaman diliminin gece olması...
Bu durum daha da çoğaltılabilir, gece güzeldir çünkü içinde sadece ve sadece sen ve düşüncelerin vardır.
gece karanlığıyla bütün kötülükleri örter.. yaşamınızdaki istemediklerinizin üstüne o siyah örtüsünü çekip kendinizi kandırmanıza yardımcı olur. ama sessizliğinde kendinizle baş başa kalmanızı sağlar; bir anlığına bile olsa.. ve unuttuğunuz şeyleri tekrar hatırlatır.
en başta sessiz oluşudur geceyi sevmenize neden olan. şehir merkezinde yaşamıyorsanız * araba vızırtısız, çocuk zırıltısız rahat rahat oturursunuz sabaha kadar. gündüzleri de zaten camış gibi uyuyakalacağınız için o gürültülerin hiç birini duymazsınız.
daha bir huzur kokması, bir çok şeyin gece daha keyifle yapılması, kötülükleri gizlemesi, en azından daha serin olması sayılabilir.
ama en önemlisi sessiz olması.