Gençtim işte, şehrin o yatık raksından incinen yine bendim
Gelip bana çatardı o ruh tutuşturucu yalgın
Onunla ben, hep sevişecek gibi baktık birbirimize.
Bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık...
'ıslığımı denesen hemen düşürürsün
gözlerim hızlandırır tenhalığını
yanlış şehirlere götürür trenlerim
ya ölmek ustalığını kazanırsın
ya korku biriktirmek yetisini
acılarım iyice bol gelir sana
sevincim bir türlü tutmaz sevincini
aysel git başımdan ben sana göre değilim.'
"bazen de bir yerde kuşlar vardır
ne uçmak, ne görünmek için
bir karanfil pencereyi deler
bir kapı kendiliğinden kapanır
istesek sevişirdik, ama olmadı
biz değil yaşayan acılardır..."
yalnızlık
hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
eflatuna çalar puslu lacivert
bir sis kuşattı ormanı.
"bâzan kader gelen bora halinde zorludur ;
dağlar nasıl bakarsa siyah ufka öyle bak,
ba'zan de çevreden nice bir âdem oğludur,
görmek değil, düşünmeğe bîgâne kal! bırak...
dindâr adam tevekkülü, rikkatle, herkese
isâ'yı çarmıhında, uzaktan, hatırlatır.
bir aslan esniyor gibi engin vakar ise,
rindin belâya karşı kayıtsızlığındadır..."