Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
kızıl saçlı kıza..
Nasıl bir hisse bu kalbim
Sanki bana ait değil
Çarpıntısı derinden ama
Kimsenin adını değil
Kimse için değil
Kimsenin zoruyla değil
Yalnızca var olmak için
Yalnız'ca var olmak
Göğüs kafesimden dışarı fırlamak için
Hapsinden kurtulmak için
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin.
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Gelin
bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar!
Bana kötü
bana terkettiğiniz düşünceleri verin
o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız
ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar
onları verin, yakınmalarınızı
artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar
ben aştım onları dediğiniz ne varsa
bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar
boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz
içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı
verin bana
verin taammüden işlediğiniz suçları da.
Bedelinde biliyorum size çek
yazmam yakışık almaz
bunca kaybolmuş talan
parayla ölçülür mü ya?
Bir yerde o varsa,
Onda da bir yer vardır.
Yer nerede ya da ne kadarsa;
O yoksa, yok kadardır.
Ama bir de o varsa,
Yer hem hep kadar, hem her kadardır.
Ne kadar kazarsan kaz kendi çemberinde bir noktadasın
Sonbahar ya da yaz geçecek biliyorsun
Her adı konulmuş beklenen gibi ilerliyor ve yine dardasın
Kendinin ücrasında aralık sevdasında sanki bir tabanca var kalbinde
Duyduğunu gizleme oyununda bilerek kullanmıyorsun...