geceye bir şiir bırak

entry149 galeri77 video7 ses2
    47.
  1. büyük türk hakanı şair avnî'den (Fatih) gelsin o zaman:

    hiç kimse yok kimsesiz,
    herkesin var bir kimsesi.
    ben bugün kimsesiz kaldım,
    ey kimsesizler kimsesi.
    0 ...
  2. 46.
  3. (bkz: yahya kemal beyatlı)

    --spoiler--
    Âheste çek kürekleri mehtâb uyanmasın
    Bir âlem-i hayâle dalan âb uyanmasın

    Âğuş-ı nev-bahârda hâbîdedir cihân
    Sürsün sabâh-ı haşre kadar hâb uyanmasın

    Dursun bu mûsikî-i semâvî içinde sâz
    Leyl-i tarâbda bir dahî mızrâb uyanmasın

    Ey gül sükûta varmayı emreyle bülbüle
    Gülşende mest ü zevk olan ahbâb uyanmasın

    Değmez Kemâl uyanmaya ikmâl-i ömr içün
    Varsın bu uykudan dil-i bîtâb uyanmasın
    --spoiler--
    5 ...
  4. 45.
  5. bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne..
    “o olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin..
    demeyeceksin işte..
    yaşarsın çünkü..
    öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki..
    çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1931890/+
    5 ...
  6. 44.
  7. "ey yanağı ağustos gülünü bastıran;
    ey yüzü çin güzellerini kıskandıran;
    bakışı babilşahını büyüde yenip
    elinde at, fil, ruh, ferz, baydak bırakmayan..."

    Hayyam, ömer'lisinden,
    ömer hayyam rubailisinden.
    5 ...
  8. 43.
  9. Ey zahit şaraba eyle ihtiram
    Müslüman ol terk et bu kıyl-ü kali
    Ehline helaldir na-ehline haram
    Biz içeriz bize yoktur vebali

    Sevaba girmekçün içeriz şarap
    içmezsek oluruz düçar-ı azap
    Aklın ermez senin bu başka hesap
    Meyhanede bulduk biz bu kemali

    Kandil geceleri kandil oluruz
    Kandilin içinde fitil oluruz
    Hakkı göstermeye delil oluruz
    Fakat kör olanlar görmez bu hali

    Sen münkirsin sana haramdır bade
    Bekle ki içesin öbür dünyade
    Bahs açma Harabi bundan ziyade
    Çünkü bilmez haram ile helali.

    Edip Harabi
    0 ...
  10. 42.
  11. ve nihayet ikimiz

    kaçtığımız aşkların toplamıyız

    sokakta yaralı bir it koşturuyor

    iki buluşmadır koluma girmiyorsun. ve birkaç

    milyon yıldır tutmadın ellerimi. benimle çıkmıyorsun

    bu yolculuğa. ve ben sırf bu yüzden yenilebilirim.

    bu resimden çıkıp gidiyorum. seni isteyen yanım

    ölümsüz yanımdır. bulutsuz da yağan nedir? şimdi

    öğreniyorum ki, gözyaşı! bu resimden çıkıp

    gidiyorum. seni isteyen yanım aşk yanımdır.

    babam romantik bir aşiret savaşçısıydı. çapraz fişeklik

    duyardım yüzümde ona sarıldığım zaman. sonrası

    jandarmalardı. ağıt kadınlardı. mezarlardı. o gün

    bugündür sayrıyım. çünkü insan öldüğü yaşta kalır.

    babam elin eskilerini giyerdi. ben bu yüzden ezik

    olurum bayram sabahlarında. yani bir sömürgede

    doğan kırılgan olur. çünkü insan öldüğü yaşta..

    sokaktan askeri konvoylar geçiyor

    iki buluşmadır koluma girmiyorsun. ve birkaç milyon

    yıldır tutmadım ellerini. ve ben sırf bu yüzden yenilebilirim.

    yaşadığım yitirdiklerim oluyor hep. oysa tuttuğum

    elleri bırakmıyorum. sonra korkuyorlar hasletimden. ne

    denli sevgiye değer olduğumu söylüyorlar. gidiyorlar

    sonra. ve biçimlendiremediklerimiz biçim oluyor bize.

    ve sen haftanın deniz ertesi günleri geliyorsun. bir çizgi

    diyorsun. bir çizgideyim. sağım nere solum nere bilmiyorum..

    seni şiir duraklarına bırakıyorum o zaman. güleç kalıyorsun.

    dudakların kırışıyor kenarlarından. ellerin, minnacık

    ellerin morarıyor. küçük küçük adımlarla gidiyorsun -sanki-

    içimden. bir şiir durağından biniyorsun. zaten yorgunsun.

    ben sancıyla kıvranıyorum geceleri sayrı bir yatakta. terli

    terli seni içiyorum. çünkü yüzüme bakınca seni görüyorum.

    çünkü yorgunsun.

    parçalı bulutlu şiirler okuyorum sana. şiir gibi bir çiselti

    başlıyor sonra. kanayan bir yara; yalnızlık. çıkıp kanıyorum.

    çıkıp sokakta..

    sokaktaki bütün kedileri eziyorlar

    iki buluşmadır koluma girmiyorsun. ve birkaç

    milyon yıldır tutmadın ellerimi. ve ben sırf

    bu yüzden ezilebilirim.

    biz emeklerken sevmeyi öğrenmede, kolumuzdakiler

    düşüyor. ki ölenler zafere en çok yakışanlardır! ki

    ölenler zafere en çok yaklaşanlardır! oturup tuhaf

    ağıtlar yakıyoruz onlara. ve söz veriyoruz yarını

    kurtaracağımıza. ama yarına ertelemekle bugünü

    yitiriyoruz zaten. ve zaten yenik sayılırız yaşamakla!

    en gizli yerimize çağırıyoruz acıyı. ve hep yenik

    düşüyoruz, çağırmakla!

    sulara benziyorsun bu yüzden. sular ki dinginliğe

    gelir ancak. ısınırsa uçar, soğursa kaskatı kesilir

    teninden. sulara benziyorsun kapılmaya gelmez.

    sulara.. bildik sulara..

    sokaktan telsiz sesleri geliyor

    iki buluşmadır koluma girmiyorsun ve birkaç milyon

    yıldır tutmadım ellerini ve ben sırf bu yüzden kaybedilebilirim.

    ihmal edilmeyen telefonlar bekliyorsun, dakik ve

    ilgi dolu. anne oluyorsun bütün âşıklarına. ve

    çocukların oluyorlar bilmeden. ve bu resimde

    kalmayı bu kadar çok isterken, çekip.. çıkıp

    gitmeli diyorum.

    insanlar çoğalıyor etrafımda. sen yoksun.

    ıssızlığımdan anlıyorum. çook uzakta oluyorum

    onlar konuşurken. derken gece başlıyor. çayları

    ödüyorlar ve bir parçamı alıyorlar karşılığında.

    ve sen haftanın deniz ertesi günleri

    geliyorsun. her aşk, yaşayamadıklarımızın

    özetidir diyorum. gülüyorsun.

    seni daha önce öpmüş olmalıyım. yoksa nasıl

    bulurum yüzünde gülen ağzının yerini.

    sokakta ölümsüz yanından yaralıyorlar birini.

    iki buluşmadır koluma girmiyorsun. ve birkaç

    milyon yıldır tutmadın ellerimi...
    0 ...
  12. 41.
  13. 4 sokak ötede evim biliyorsun,
    3 gece daha bekle
    2 yarısından gecenin, herhangi birinde gel,
    1 kez öp beni,
    Bütün öptüklerini unut
    ve bir daha bırakma ..
    2 ...
  14. 40.
  15. Açığım yok kapalım yok dünyada
    Ne ise ahvalim sorsunlar beni
    Bir kimseye vebalim yok dünyada
    ister sevip ister kırsınlar beni

    Dilim dönmez nedir gavur Müslüman
    Duman ateş demek ateş de duman
    Enelhak bağına girdiğim zaman
    ister kesip ister yüzsünler beni

    Allah kul yaratmış biri de benim
    Kimden kaldı benim imanım dinim
    Ne şeytan tanırım ne de peri cin
    Konuşan insanım görsünler beni

    Okudum Kuranı edep erkanı
    Yaptığım secdenin kıblesi canlı
    Gerdeksiz gecede bir delikanlı
    Ölü bir geline versinler beni

    Akarsu'yum boşa güldükten sonra
    Azrail yok imiş öldükten sonra
    Gönül tahtım harap olduktan sonra
    Boş kuru hasıra sarsınlar beni

    Muhlis akarsu.
    3 ...
  16. 39.
  17. şimdi açsam pencereyi beklesem
    sen gelsen
    olmaz ya hani geliversen
    hiç bir şey sormasan
    hiç bir şey söylemesen
    sussam
    sussan
    sussak.
    susuşların anlattığını dinlesek
    sırt sırta otursak
    katılasıya ağlasak
    sormasak birbirimize sebebini
    sarılsam
    sarılsan
    sarılsak.
    ve yine hiç bir şey konuşmasak
    ama anlasak
    ne vardı sahi
    olmaz ya
    hayal ya
    hani diyorum olsa ne vardı.
    cemal süreya. ve ek olarak fonda çalan duygusal ritimde polyushka polye.
    15 ...
  18. 38.
  19. Gözler ki; birer parçasıdır sen de ilâhın
    Gözler ki; senin en katı zulmün ve silahın
    Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin
    Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
    0 ...
  20. 37.
  21. Kimsenin " bir" yaşayamadığı evrende,
    Her kibir, bir başka aşkı bitiriyordu,
    Kimse olduğu durumdan mesut değil,
    Kimse kendini sevmiyordu.

    Zamanı yok kimsenin, kimseyi sevmesine,
    Anlamaya çalışmaktan çok, yargı seviyoruz.
    Hangi davanın savcısı oldun? , diye sorar hakim
    Sevginin, diye cevap verir
    Cezası da içinde olur, diye cevap verir,
    Davası bitmeyen bir duruşmadır, sevgi.
    Aşk ile tazeler kendini bir Ömür.

    Beni ne zaman seveceksin, diye sorma,
    Senin anlamadığın zamanlar geldi ve geçti.
    0 ...
  22. 36.
  23. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1921881/+

    *Sen beyaz bşr kadınsın*

    Asıl büyük sarhoş benim
    uzaktaki
    Ben ki tek damla şarap içmedim
    Ekmeğin beyaz zeytinin siyah
    olduğunu biliyorum
    Asıl büyük sarhoş benim
    uzaktaki
    Benim kusturucu sarhoşluğum
    Yoksulluğum
    Yüzüme bakmasan da
    yağmura düşürsen de gözlerini
    gözlerime bakmasan da ne kadar
    o kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor
    Uykularımda nefesinin sıcaklığı
    o kadar
    Hangi akşam kapımı çalan sen değilsin
    sen değil misin gizli bir kıvılcım gibi
    gözbebeklerimde duran
    umutsuzlandığım her akşam
    senin rüzgârın almıyor mu
    uğultulu yorgunluğumu
    yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman
    ellerimden sımsıkı tutmuyor mu senin
    iyimserliğin
    Ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum
    senin için dokuduğum basma ve pazen
    denizin yeşilinden süzdüğüm balık
    göğün mavisinden çaldığım kuş
    senin için
    felsefe okudumsa
    iktisat okudumsa gece yarıları
    boğazım kurumuş içim bir kalabalık
    sıcacık mısralar okudumsa yunus' dan
    senin için okudum
    geceyarıları
    sen beyaz bir kadınsın
    uzaktaki
    GÖZLERiN AKLIMDAN ÇIKMIYOR
    sen beyaz bir kadınsın
    karanlıkları dinleyen
    uzaktaki
    sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda
    yorgun başını
    Üşümüş yastığına koyuyor musun
    Uyuyor musun
    0 ...
  24. 35.
  25. "Beni, olmak acısıyla yalnız bırak..."

    sohrab sepehri
    1 ...
  26. 34.
  27. zamanla nasıl değişiyor insan!
    hangi resmime baksam ben değilim.
    nerde o günler, o şevk, o heyecan?
    bu güler yüzlü adam ben değilim,
    yalandır kaygısız olduğum yalan
    0 ...
  28. 33.
  29. Davlumbazlar yeğde yeğde vuranda,

    Çarkacılar sağlı sollu dönende,

    Eğri kılınç ak gövdeyi bölende,

    Yiğidi doğuran ana bin yaşa.
    0 ...
  30. 32.
  31. saat geç oldu
    hayaller kuruldu
    kimi masada kaldı
    kimi akılda kaldı

    yalanlar hatırlandı
    yalancılar hatırlandı
    geçmişe bir çizik atıldı
    ama çizik de akılda kaldı

    -jack napier.
    3 ...
  32. 31.
  33. kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman.
    görürler nasılmış, neymiş kahraman.
    yer ve gök su vermem dediği zaman,
    her tarlayı sular arkımız bizim.

    gideriz nur yolu izde gideriz.
    taş bağırda, sular dizde gideriz.
    bir gün akşam olur biz de gideriz,
    kalır dudaklarda şarkımız bizim.
    4 ...
  34. 30.
  35. demek hiç aç kalmadın sen öyle mi,
    açıkta kalmadın ha ?
    kirinden gömleğinin
    dirseğinin yamasından
    eziklik duymadın ha ?
    bravo be.
    aşkolsun şu adama vallahi !

    demek hiç sövmediler anana avradına
    hiç kimseye sövmedin ha ?
    bir gececik olsun çekip kafayı
    şakır şakır oynamadın
    hıçkırarak ağlamadın öyle mi ?
    bravo be.
    aşkolsun şu adama vallahi!

    demek yalnızlıktan böğürmedin hiç
    akrep sokmuş gibi sıçramadın geceleri ha ?
    hiç sevmedin öyle mi
    kendini öldürmeyi çekip gitmeyi
    büyük işler becermeyi düşünmedin ha ?
    bravo be.
    aşkolsun şu adama vallahi !

    demek bu musluklar hep bu ellerde
    bu düzen bu dünya bu gidiş
    sen hep böyle mutlu kişi örnek vatandaş
    giden ağam gelen paşam, öyle mi ?
    bin yaşasın seni sokmayan yılan
    sen mi kaldın düzeltecek, öyle mi ?
    haksızlığa uğramadın taşlanmadın ha ?
    ne şam'ın şekeri, ha
    ne arabın yüzü, ha ?
    yaşadın da bunca yıl şu bataklıkta
    gül sandın bu kokuyu öyle mi?
    hadi be hırbo sen de
    adam mısın sen de be !

    hasan hüseyin korkmazgil
    2 ...
  36. 29.
  37. Ne içindeyim zamanın,
    Ne de büsbütün dışında;
    Yekpâre, geniş bir ânın
    Parçalanmaz akışında.

    Bir garip rüyâ rengiyle
    Uyuşmuş gibi her şekil,
    Rüzgârda uçan tüy bile
    Benim kadar hafif değil.

    Başım sükûtu öğüten
    Uçsuz, bucaksız değirmen;
    içim muradına ermiş
    Abasız, postsuz bir derviş;

    Kökü bende bir sarmaşık
    Olmuş dünya sezmekteyim,
    Mavi, masmavi bir ışık
    Ortasında yüzmekteyim...

    Ahmet Hamdi Tanpınar
    12 ...
  38. 27.
  39. artık hiçbir şeye karşı değilmiş gibi kayıtsızım
    yolculuğun sonunda ormanda duyduğum sesi öldürdüm
    amacım yoktu sesi öldürürken, ses öldüğü için de hala amaçsız sayılırım
    ormana karşı değilmiş gibi kayıtsızdım
    ormandan çıkınca şehrin ışıkları ve ışıkların suda işaret ettiği anlamların adı olan dünya
    ile karşılaştım
    dünyaya karşı da kayıtsızım

    "anlamıyorum seni" diyen birine kendimi anlatmak
    üzere uzattığım kitap hala okunmadığı için,
    bir gecenin sonunda anlatılmamak için yaşanmış
    gönderilmemek üzere yazılmış bir mektuba koyarak...
    mantıklı olan her şeyin nedenini aradım
    nedenini aramadığım için artık yalnızca ölümü
    ve aşkı seviyorum
    konuşma haline gelmeyen şeyleri
    susmalı ve sonra ormanın güzelliğinden söz etmeli:
    "kış henüz gelmişti, kar tertemiz ve her yer
    bembeyazdı"
    biz de mutluyduk
    kimimizin sevgilisi vardı
    sevgilisi olanların üstüne bir taş duvar yıkılıyordu
    taş duvar üstümüze sessizce yıkılıyordu<
    ..........
    ..........

    Ahmet Güntan
    4 ...
  40. 26.
  41. 25.
  42. Seni bulmaktan önce aramak isterim
    Seni sevmekten önce anlamak isterim
    Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de
    Sana hep hep yeniden başlamak isterim.

    Özdemir asaf.
    13 ...
  43. 24.
  44. beni anlamanız için
    kahraman olmanız gerekmiyor
    düşünün bir kere
    yağmur yemeyeli kaç yıl oldu
    kaç kez sabahladınız
    uykusuzluğun koynunda
    ölümden korkmadığınız
    ne kadar doğru

    ellerinizde cesediniz
    bana geliyorsunuz
    sizin için ne yapabilirim
    ki ben
    ırmakların kapısından kovulmuş adamım
    rötuşlarla ayakta durdum bugüne değin
    siperleri cansız bırakıp
    annemin resimlerine sığındım.

    düş tapınağım yıkılacak
    ve anlayacağım ki
    hiç gemim olmamış yakacak.

    ibrahim tenekeci - rötuş.
    9 ...
  45. 23.
  46. ...
    alnımdaki derin çizgilerden
    savrulan toz
    umurumda değil
    gözaltlarımda büyüyen tepecikler
    yaşanmamış yıllarıma hatıra olsun
    ve titreyen ellerim
    ve daha ne çok şey
    hayatla ilgili, ölüme ilişkin
    umurumda değil
    basılı kağıtlarda kalan şiirler
    kalsın ve unutulsun
    denize yakın uçan kırlangıç gibiyim
    dilleri yakan sarhoşluğum
    dillere düşen
    soluk bir çerçevede dursun
    seviyorum
    iznik gölünde sonbahar
    damla damla karışıyor ölgün yıllarıma

    adını bilmediğim bir ağaçtan
    birdenbire kopan yaprak
    tam kalbimin üstüne konuyor
    uğursuz dünya
    yenilmeyeceğim
    damarlarımda uyuklayan kan haykırıyor
    seviyorum
    artık eskisi gibi değil
    bütün kirleri ve nemleri kusuyor bedenim
    işte burada
    tam işte burada
    kırküç yaşındaki cismim
    sevgilim
    yeni bir ad bulmalı sana
    yastığımdaki kokunu avcumda tutuyorken
    varsın dokunmayayım hiçbir şeye
    avcumu ağzıma bastırıyorum
    deliyim
    böyle dolaşıyorum sokaklarda
    ...

    (bkz: akasya şiiri)
    5 ...
  47. 22.
  48. -san-

    kırmızı bir kuştur soluğum,
    kumral göklerinde saçlarının.
    seni kucağıma alıyorum,
    tarifsiz uzuyor bacakların.

    kırmızı bir at oluyor soluğum,
    yüzümün yanmasından anlıyorum.
    yoksuluz gecelerimiz çok kısa,
    dörtnala sevişmek lâzım.

    (cemal süreya)
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük