Rasulullah -aleyhissalatu wassalam- şöyle buyurdu:
“Deniz, her gün insanı boğmak için Allah’tan izin ister.
Melekler ise yakasına yapışıp insanı helak etmek için Allah’tan izin isterler.
Rabbimiz tabaraka wa taala ise onlara:
‘Kulumu bırakınız mademki onu ben yarattım,
ben onu sizden daha iyi bilirim.
Şayet o sizin kulunuz ise istediğinizi yapınız.
Eğer benim kulum ise ben kuluma ne yapacağımı bilirim.
izzet ve Celalim hakkı için o bana gündüzde gelse gecede gelse kabul ederim.
O bana bir karış yaklaşsa ben ona bir arşın yaklaşırım.
O bana bir arşın yaklaşsa ben ona bir kulaç yaklaşırım.
O bana yürüyerek gelse ben ona koşarak gelirim.
Eğer benden mağfiret dilerse onu bağışlarım.
Benden af dilerse onu affederim.
Bana tevbe etse kabul ederim. Benden daha cömert ve lütufkâr kim vardır?
Ben Cömert ve Kerimim.
Kullarım geceleri bana karşı günahlar işleyerek yatarlarken ben onları yataklarında korur ve gözetirim.
Kim bana yönelirse onu uzaktan karşılarım.
Kim benim için bir şeyi terk ederse ona daha fazlasını veririm.
Kim benim gücüme dayanarak hareket ederse ona demiri yumuşatırım.
Kim benim istediklerimi gözetirse bende onun istediklerini gözetirim. Beni anan benim meclisimde bulunur.
Bana şükreden,
nimetini arttırdığım kimselerden olur.
Bana itaat edene ikram ederim.
Bana karşı gelenlere rahmetimden ümit kestirmem.
Eğer bana tevbe ederlerse,
onların dostu olurum.
Şayet tevbe etmezlerse onların doktoru olurum.
Kusurlarını temizlemek için onlara musibetler veririm!’ buyurdu.”
Ahmed bin Hanbel Müsned, 1/43
ibni Kayyım Medaricu’s-Salikin 337
Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı,
yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı.
Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.
|Nahl 61
"Ahirzamanda yüzleri insana benzeyen, fakat kalpleri şeytan kalbi olan bir topluluk gelir. Bunlar kurtlara benzerler. Gönüllerinde rahmetin kırıntısı yoktur. Kan dökücüdürler. Hiçbir kötülükten sakınmazlar.
Kendileri ile sözleşsen seni aldatırlar. Yanlarından ayrıldığında arkadan çekiştirirler. Sana konuştuklarında yalan söylerler.
Kendilerine güvendiğinde sana hıyanet ederler.
Çocukları şımarık ve hayasızdır, gençleri sinsidir. Yaşlıları hiçbir iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmazlar. Onlara bel bağlamak zillettir, ellerindekini arzu etmek yoksulluktur.
Aralarındaki ağır başlı, onların gözünde şaşkındır. içlerinde iyiliği tavsiye eden itham altındadır.
Aralarında mü'min horlanır, fâsık onurludur, el üstünde tutulur. (Peygamber yolu) gariptir.
Bid'a sünnetin yerini almıştır. işte bu sırada Allah kötülerini başlarına musallat eder de iyileri duâ eder, fakat kabul edilmez."
Ebu Berze Nadle b. Ubeyd el-Eslemi’den (ra.) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sas.) şöyle buyurmuştur.
“Kıyamet gününde insanoğlu şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılamaz.Ömrünü nerede ve ne suretle harcadığından; yaptığı işleri ne maksatla yaptığından; malını nerede kazandığından ve nerelere sarf ettiğinden; vücudunu, sıhhatini nerede ve ne suretle yıprattığından.”