--spoiler--
Sizinle oynamayan birini yenemezsiniz ,
Size susmuş birinin içindekileri bilemezsiniz...
Size verdiği değeri heba ettiğiniz birinden,
Bir daha aynı değeri göremezsiniz. . .
Sizi insan yerine koymuş birini buna pişman ederseniz,
Gözünde bir daha aynı yere gelemezsiniz.
--spoiler--
Din gününü yalanlayanı gördün mü? işte o, yetimi itip kakar. Yoksulu doyurmayı teşvik etmez. Şu namaz kılanların vay haline! Onlar namazlarından gafildirler. Onlar gösteriş yaparlar. Ve onlar en küçük bir yardımı da engellerler.
"düşünmek bir dünya yaratmak istemektir her şeyden önce (ya da kendi öz dünyasını sınırlandırmaktır bu da aynı kapıya çıkar).
özlemine göre bir uzlaşma alanı, ussal dayanaklarla sarılı ya da dayanılmaz koşuyu çözümlemeyi sağlayacak örneksemelerle aydınlatılmış bir evren bulmak üzere, insanı deneyiminden ayıran temel uymazlıktan yola çıkmaktır. filozof, bu kant bile olsa yaratıcıdır. kişileri simgeleri ve gizli eylemi vardır. sonuçları vardır. buna karşılık, görünüşler ne olursa olsun, romanın şiiri ve denemeyi geride bırakması sanatın daha geniş bir biçimde düşünselleştirilmesinin göstergesidir. yanlış anlaşılmasın, her şeyden önce en büyükleri söz konusu. bir türün verimliliği ve büyüklüğü çoğu zaman o tür içinde yazılmış süprüntülerle ölçülür. kötü romanların sayısı en iyilerin büyüklüğünü unutturmamalı.en iyiler evlerini kendileriyle birlikte taşır. romanın kendi mantığı kendi uslamlamaları, kendi sezgisi, kendi konutları vardır. aydınlık istemleri de vardır."
“Senin için bin tane olsa yakalarım,” dediğimi duydum.
Sonra döndüm, koşmaya başladım.
Yalnızca bir gülümsemeydi, hepsi bu. Her şeyi düzeltmiş değildi. Hiç bir şeyi düzeltmemişti. Belli belirsiz bir tebessüm. Minicik bir şey. Ormandaki bir yaprak; ansızın havalanan bir kuşun kıpırdattığı bir yaprak.
"Her zaman böyle oldu, her zaman da böyle olacak. Zaman ve dünya, para ve güç, küçük ve sığ insanların elinde bulunacak her zaman. Asıl insanların elinde ise hiçbir şey. Yalnızca ölüm."