şişli de site sineması üzerinde olan 4 yıldızlı cocktail disco'da (atatürk'ün şişli'de kaldığı evin karşısında enfes-kaliteli bir yerdi) yabancı bir lisenin-kolej son sınıflarının düzenlemiş olduğu veda çayında ilk dinlemiştim. yeni hit olmuştu.
o zamanlar 90'ların başı (disco hafta sonu öğlen 13 ile akşam 17 arası kiralanır) sadece öğrenciler öğretmenlere ücretsiz ve öğrenci yanında isteğe bağlı gelen 1 kişi için ücretli (ailece gelmek yok. zaten gençler arkadaşlarıyla eğlenmeye anne baba abileriyle gitmez) 80'lerde disco kültürü ile tavan yapan böyle etkinlikleri gençler düzenliyordu.
sahnede dans koreografileri harikaydı. veda çayında öğrermen ve öğrencilere bardan alkol servisi-satışı yasaktı. mekanda sigara yasağı yoktu ama gençlere sigara içmesi yasaktı.
tabi ki yasaklar delinmek için vardı.
dışarıdan getirilen votkalar cinler, hele ki baileys campari malibu gibi egzotik likörlerin alkolsüz meyve coctailleri haznelerine boca edilmesi ile 1-2 saat sonra filmin kopması...
hiç unutmam, o zamanlar cep kanyağı vardı yassı şişe, kız onu sağ ve sol bacağına iç kısmına bantlamıştı. locada kankalarıyla oturmuş (yan tarafımızda) loş ışığın korumasında konyakları çıkarıp sonra eteğini çıkarıp çantasından çıkardığı kotu giymiş gömlek düğmeleri açıldı gömlek ucu düğümlendi, saçlar salındı (arkadaşları da) aman allah'ım ne eğlendiler?
disco'da dj olan arkadaş da durumu fark etmiş ki en olmadık yerde meşhur F. Chopin’in (Zelazowa/Wola 1810-1849 Paris) 35 opus no’lu 2. piyano Sonatı’nın üçüncü bölümünü çaldı (cenaze marşı) ona bile dans ettiler.
bu sırada yukarıda paylaştığım parçayı en az 5 defa çaldırdılar.