gecenin şiiri

entry13513 galeri927 video104 ses19
    13342.
  1. Menu okuyosun di mi?

    “Bir beyaz kağıda her şey yazılabilir
    Senin dışında..
    Güzelliğine benzetme bulmak zor
    Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan her şeyden
    Bir gülden, bir ilk bir sonbahardan sor
    Belki tabiattadır çaresi senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
    Ve benim bilinci nasırlı bahçıvan çaresizliğim
    Anlarım bitkiden filan ama anlatamam
    Toprağın güneşle kavuşmasını
    Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla”
    2 ...
  2. 13343.
  3. 13344.
  4. 13345.
  5. Allah'ım kıskanç, haset, kem göz ve pezevenk maliklerin şerrinden sana sığınırım.
    5 ...
  6. 13346.
  7. 13347.
  8. “Virane olmuş kalbime ne yaptın?
    Bak! Divane aşkım ne yaptın?
    Alışkanlığın ipeğinde rahat uyuyordum
    Kelebek gibi kanadıma ne yaptın?
    Gözünün kadehinden daha içmeden sarhoş oldum
    Meyhanem sarhoş oldu, ne yaptın?
    Omzuma yaslanmaya değmez miydim?
    Omuzlarımın hasretine ne yaptın?
    Beni yordun kendin de yorgun gittin
    Ey yolcu, Evime ne yaptın?
    Gözyaşlarının yağmurundan dünyam ıslandı
    Yuvamın çatısına ne yaptın..”
    2 ...
  9. 13348.
  10. o ateştendi
    bense buzdan.

    haddinden fazla yaklaştım,
    onun alevlerine.

    korlarıyla
    eritti beni.

    yerde küçük bir su birikintisine
    çevirdi.

    zaman içinde
    tekrar katılaştım

    ama hiçbir zaman
    aynı buz olmadım.

    sulu ve gevrek bir taklidine dönüştüm sadece,
    bir zamanki halimin.

    "Bu defa prenses kendini kurtarıyor."
    1 ...
  11. 13349.
  12. 13350.
  13. 13351.
  14. “Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
    Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa
    Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde
    Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa
    Bil ki seni düşünüyorum..

    Gecelerden bir gece uyanırsan apansız
    Uzaklarda elemli, garip bir kuş öterse
    Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız
    Ve bir gün kabrimde bir sarı çiçek biterse
    Bil ki SENi SEViYORUM..”
    2 ...
  15. 13352.
  16. 13353.
  17. ümit yaşar oğuzcan- beşinci mektup

    Ayrılık diye bir şey yok.
    Bu bizim yalanımız.
    Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
    Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?

    Güneş çoktan doğdu.
    Uyanmış olmalısın.
    Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
    Öyleyse ayrılmadık.
    Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

    Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
    Önce beklemekten.
    Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan.
    ikisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.

    Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,
    Sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini...
    Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,
    Kanunlara saygı göstermesini,
    insanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.

    Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.
    Ya o? Ya o?
    insanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat,
    Çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,
    Saadet bekliyor yaşamaktan.

    Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.
    Aradıklarının çoğunu bulamamış,
    Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak
    Göçüp gidiyor bu dünyadan.

    işte yaşamak maceramız bu.
    Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
    Ve yaşayıp beklerken ölmek!

    Özleme bir diyeceğim yok.
    O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
    O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
    O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.

    insanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
    Yaşantımız özlemlerle güzel.
    Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
    Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
    Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.

    Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
    Seni özlediğim içindir.
    Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
    Seni özlediğim içindir.
    Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
    Yine seni özlediğim içindir.

    Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!
    37 ...
  18. 13354.
  19. 13355.
  20. Deli feryat etse sehere karşı
    Fırtınalar kopar yeli dokunur
    Deli uzanırsa bir baştan başa
    Kolu yetişmezse eli dokunur

    Delidir dağlara çıktığı yeter
    Delirdir ocağı yaktığı yeter
    Deliler konuşmaz baktığı yeter
    Deli kelam söyler dili dokunur

    Deliler aşk ile yanar dolanır
    Bu alemi bomboş sanar dolanır
    Ataşın içinde döner dolanır
    Közü yakmaz amma külü dokunur

    Deliler el açar çıkar divane
    Sefai'nin özü deli divane
    Deli meczup olur deli divane
    Deli bergüzardır deli dokunur

    Şair Aşık Sefai.
    1 ...
  21. 13356.
  22. “inan bana seni seviyorum, sesimi boya.
    Seni özlüyorum, üzüntümü boya.
    inan bana seni özlüyorum, kederimi boya.
    Seni başkalarının kederiyle düşünüyorum, düşüncemi boya.
    Boşlukta hava olmadığını söyledin,
    Ne ben seni çağırabiliyorum, ne sen beni duyabiliyorsun.
    Bana bir ışık getir, ışıksız nasıl boyayabilirim?”
    3 ...
  23. 13357.
  24. Ben sana gülüm demem
    Gülün ömrü az olur
    Ben sana yarınım demem
    Yarınlar geçer gider
    Ben sana en iyisi yarrram diyim
    Elimin altında bulun.
    1 ...
  25. 13358.
  26. 13359.
  27. Dilber evin barkın yok mu
    Hep aklımda duruyorsun
    Gelip de yanağımı sıkacağına
    Hep canımı sıkıyorsun
    Bir hoşuma gittin gidiş o gidiş
    Biz bizi seveni sevmemişiz
    Nerde vefasız nerede hayırsız
    Bulmuş kalbe getirmişiz
    Aşktan yüreğim çok yandı
    Sevgiyi Üfleyerek yaşarım
    Ankaralıyım yüzmeyi bilmem
    Ama çok pis gemileri yakarım
    1 ...
  28. 13360.
  29. “...Gelgelelim,
    Beter, bize kısmetmiş.
    Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
    Susmak ve dayanmak, neşeli
    Genciz, türü gibi,
    Ve çatal yürek,
    Barışa, bayrama hasret
    Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
    Otuziki dişimizle gülmeğe,
    Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
    Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
    Asıl, aramızda güzeldir hasret
    Ve asıl biz biliriz kederi...”
    5 ...
  30. 13361.
  31. Bak, ölüm güzü kıskanıyor
    şimdi ıssızdır onun sevimli kedisi
    ve herkes onun el değmedik yerleri olduğunu sanıyor
    uzuyor defterine uğrayan kan lekesi
    senin kuşların olurdu mevsimi yolculuklara çağıran
    içli taşra kızların, gizemli eviçleri
    kapıların olurdu korkudan çok denizlere açılan
    o denize açılan ellerin nerde şimdi
    yine bir güz büyümekte kanında gölgelerin
    o üzünç orduları tarlalar çiğnemekte
    bak, ölüm güzü kıskanıyor
    mevsimi aşka çağıran kuşların nerde senin
    güzel değdirmeyen ellerin nerde?
    4 ...
  32. 13362.
  33. ıslak bir otomobil sabah karanlığında
    seni kaybedilmiş bir oyuna iletirken
    inadın nagant gibi koltuğunun altında
    oynamakta direnmek ne demek düşündün mü?
    en hızlı manşetlerin en gergin saatında
    tırmandığın ipin nereden çürüdüğünü,
    ne gün kopacağını kestiremeden
    inadın nagant gibi koltuğunun altında
    tırmanmakta direnmek ne demek düşündün mü?

    ya sırtlan dişleri kontes ağızlarında
    en kral öpüşmeyle gelen ya çakal salyası
    bulaştığın her kadın ayrıca kirletirken
    sevişmekte direnmek ne demek düşündün mü?
    bu çabuk değişen deliler borsasında
    tanrının simsiyah yeryüzüne tükürdüğü
    karşılıksız adamlar her gece yarısı
    deprem gürültüleriyle ansızın yıkılırken
    inadın nagant gibi koltuğunun altında
    yaşamakta direnmek ne demek düşündün mü?
    1 ...
  34. 13363.
  35. "Deniz derin ve sükûnet içinde;
    Uyutuyor her şeyi sinesinde;
    Suya dalış, kabarcıklar ve biter,
    Tek bir adımda her şey sona erer."
    4 ...
  36. 13364.
  37. Nasılsa öyle yaşanacaktı
    Söylenecek bir bahane hep vardır
    Ha bugün yalnız
    Ha günün ötesi
    Seni sevmek
    Beni harcamak olmayacaktı

    Sana yüklediğim anlamları
    Senmişsin gibi düşünme
    Aldanırsın.
    Sen o anlamlarla
    Sadece bende varsın

    Ben seviyorsam
    Sen bahanesin.

    Özer Bal
    5 ...
  38. 13365.
  39. Öyle bir hayat yaşadım ki
    Cenneti de gördüm cehennemi de
    Öyle bir aşk yaşadım ki
    Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de
    Bazıları seyrederken hayatı en önden
    Kendime bir sahne buldum oynadım
    Öyle bir rol vermişler ki
    Okudum okudum anlamadım
    Kendi kendime konuştum bazen evimde
    Hem kızdım hem güldüm halime
    Sonra dedim ki "söz ver kendine"
    Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
    Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
    Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
    Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin
    Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım
    Öyle çok değerliymiş ki zaman
    Hep acele etmem bundan,

    Anladım...

    (bkz: friedrich nietzsche)
    2 ...
  40. 13366.
  41. Bütün manasını götürdü şehrin,
    Bedenden ayrılan bir ruh misâli.
    Akışı değişiverdi günlerin,
    Ha varmış, ha yokmuş artık ahali.

    Boşluk içindeyim, gözlerim dolu,
    Yokluklar içinde varım galiba.
    Bir yumak haline getirsem yolu,
    Onu bulabilir miyim acaba?

    Avunamıyorum hatıralarla,
    Etmiyor bir şeyler beni teselli.
    Bir ilgim kalmamış kışla, baharla,
    Söylenmez hallere düşmüşüm belli...
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük