bugün

ne vardı beni sevecek
hic düşünmedim mi
bu aşkta açıyla bitecek

gözlerinin Işığı sadece banamı
gördüm
sadece bana değil
sen beni sevmiyorsun
istiyorsun
zehirleme insanları
sikitir git.
ipekten serilir akşam üstü, başımızın üstüne.
En güzel zamânıdır gökyüzünün, kırmızının bin tonunu ayıklarız, gevrek saatlerde.
Altında deniz varsa bir de,
ikiye bölünür matematiğimiz. ipekten serilir akşam üstü, başımızın üstüne.
En güzel zamânıdır gökyüzünün, kırmızının bin tonunu ayıklarız, gevrek saatlerde.
Altında deniz varsa bir de,
ikiye bölünür matematiğimiz.
Susarız.
izleriz sadece
Ben genelde seni,
Sen genel olmayan yerlerde beni.
Müsait olunca evren,
Aynı evrede kararsız bir çift göz,
Gözlerin ikisi de nemli.
Bana baksa kuruyacak.
Bana baksa rengini bulacak.
Kan kırmızı yeşilinde,
Kırmızı ayıklanacak.
Yalnızlık,
Su yolum benim,
Nerede olsa bulurum.
Belki ortağım olur bu gece,
Farid farjad abimiz,
Kemanın dili yok
Farjad'ın yalın-azlığı,
Kemanın göz yaşı var,
En çok kemana yakışan yaşlar.
Bu şiir en az benden,
En çok senden bahseder.
Sen siz geçsede kelimeler üstümden.
Ortak bir dilimiz olsun,
Hiç konuşmayalım,
Bakmayalım,
Bakışmayalım,
Bir akşamüstü
Sadece denize bakalım,
Girmeden içine yüzelim,
Aklımızın içinde sarılalım,
Yüzleşelim,
belki birleşelim,
Belki yalnızlıklarımı çıkartırız üstümüzden.
Belki tek bir kelime ederiz,
Bu akşamüstünden.
Bu heba edilemeyecek gözlerden. Yeşile,
Yenile, yenile.
Şimdi seni düşünmenin saatindeyim,
Tam ortasındayım,
Yelkovan yanıyım.
Tıkırtısız geçiyorum.
Korkarım,
düşüncem uyanmasın.
Sessiz harfleriyim gözlerinin.
Sus diyor.
Susuyorum.
Bir akşamüstü,
Birlikte susalım mı ?

doğuş dinçer
Çürüyen otlar.

I
Bilinmez hangi şehirde
Yaşarsın aşktan habersiz,
Küçük çakıl taşım, nasıl bulayım!
Kaybolmuşsun bir kocaman nehirde.

Bu kimin çocuğu, der, seni görenler.
Benim çocuğum, diye, sesim gelir uzaktan.
Bunca kötülüğü bağışlatır bakışın
Yanakların kızarır ağlamaktan.

Bir gün sokakta rastlasam, ellerini
Alsam avuçlarıma okşasam.
Sıcaklığını tanır da mısralarımdan
Kız kardeşimsin sanırlar belki.

Sen orada, ben burada
Birbirimizden habersiz
Ayrı yaylalarda yeşeren otlar gibi
Bekleye bekleye çürüyeceğiz.

II
Senin oturduğun şehirde
Gökyüzü mavidir benimkinden,
Çiçekler daha taze
Kuşlar bile güzeldir birbirinden.

Şarkılar daha neşeli, daha mahzun
Akşamlar daha garipsi,
Umut alabildiğine geniş,
Umutsuzluksa denizler gibi;

Trenler bile daha sevinçli
Daha kederli gelir gider.
Gençler bütün haşarı
Yaşlılar büsbütün kederlidirler.

Kadınların sütü daha gür, daha ak
Çocukların iştahı yerinde,
Gemiciler bile daha sarhoştur
Doğup büyüdüğün şehirde.

Garibim! Nazlım! Öksüzüm!
Hayal rüzgarlarıyla emzir beni de!
Uzak ya, kokunu duyuyorum
Gül gibi açıldığın şehirde.

Cahit Külebi.
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer?
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer?
çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de,
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer?

düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman
meydan savaşlarında korkular aşkı ağır yaralamasaydı eğer?
rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer?
uykusuzluklar yıkıp geçmezdi kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer?
gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden de onlar payını almasaydı eğer?
ıssızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer?

sen gittikten sonra yalnız kalacağım
yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse?

evet sevgili,
kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer?

Can Yücel
iki olaydı sözünü tutanlar,
Kimse yitirmeyecekti gölgesini.
Simdiyse yollara düşmüş soruyorlar...
Herkes o diye arıyor, ilk kendisini.
kimse beni
sevmiyor' diye
bağırdım!

annem: 'ben daha
ölmedim' dedi.
anam oluyordun, babam oluyordun
ekmeğim, aşım,
en sevdiğim...
Senle konuştuğum zamanlar mutluluk seansı
Benim keşfettiğim en güzel dünyasın..
Bu gece sigaramı uzun seçtim sevgilim
Zaman dursun istiyorsan gözlerime odaklan
Görüyorsun değil mi içimden geçen hisleri
Sana olan sevgim çocuk kadar saf ve tertemiz.

(bkz: tolkien)
görsel
Sevgili Allahım
Yol boyunca bırakma elimi lütfen
Acizdir şu ayaklarım düşüveriyorum,taşımıyor koca kafamı.
Aklım zaten uçup gitmiş.
Lütfen...
gece bitkilerinden korkuyorum,
hayır geceleri bitkilerden!
gizlenirken vurulmuş ulaklara ağıttır
bana açtığın her telefon.

iki kalp arasındaki en kısa yol:
birbirine uzanmış ve zaman zaman
ancak parmak uçlarıyla değebilen
iki kol.

an ki fiskiyesi sonsuzluğun
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Suskundu, sonbaharın esintisi olunca,
Mutsuzdu, meşhur durgunluğu kalınca,
Anlamsızdı, anlamı bulunmayınca,
Çaresiz yürüyordu kendi yolunca..
mutsuzdu, meşhur durgunluğu kalınca,
anlamsızdı, anlamı bulunmayınca,
çaresiz yürüyordu kendi yolunca.
"sonra...
sonra her şey geçmedi
sonra her şey geçmez kolayca
herkes kalanıyla yaşar
kendinden geriye ne bıraktıysa
ne bıraktılarsa ondan geri"

h.ergülen.
Dağıtır saçlarını ve yalvarıp uzaktan
Mavi bir iklim gibi çağırır beni sesin,
Tertemiz göklerinde dal dal erguvan açan
Rüyalarıma ışık ve özlem serpmektesin.

Bir mayıs sabahını yaşayacak böcekler
Çılgın karanfillerle dolacak yeşil saksın,
Ve sen bir fidan gibi yeşermiş olacaksın,
Serin, çakıl yollarda kuşlar birikecekler.

melih cevdet anday
Bana verdiğin mutluluğu
Paylaşacak kimsem yok
Sevincimi içime
Ve yalnız taşıyorum.
(Biliyorsun ya
Susarak yaşamak zorundayım seni)
Bu yüzden gecelere ve sözcüklere
Bölüyorum ağırlığını
Yüzünü gözbebeklerime çiziyorum
Kırık kalemleriyle kirpiklerimin
Baktığım her yerde seni göreyim
Ve eksilmesin diye imgen
Uykularımda bile
Ömrümün evinden
Sır vermez derininden kalbimin.

Şükrü Erbaş
izin ver saçlarının ucuna şu gök dediklerini asayım.
söylesem ah söyleyebilsem derdimi
mehtap bir gecede açabilsem sana kalbimi
göreceksin seninle dolu
desem, diyebilsem ki seviyorum seni
çılgınca aşığım sana 
ama demem, diyemem
çünkü aramızda dağlar, denizler
ve benim o kahrolası gururum var
bu böyle sürüp gidecek
sen, seni sevdiğimi bilmeyecek, öğrenmeyeceksin
ben her gece yıldızlara seni sevdiğimi söyleyeceğim
sana asla...
çünkü aramızda dağlar denizler
ve benim o kahrolası gururum var.
Victor Hugo.
Ne gümüş bir çocukluk ölümün mavi cinleri
uykusunda bıraktığı saçlarındaki yangın
o balçıkla beslenen saçlarındaki yangın
ona doğru uzanınca akşamın kanlı eli
sönmüş ateşlerini öptü tapınağımın

ona cinleri sığındıran ay korkusudur
ne gümüş bir çocukluk ölüler gibi sağlam
ölüler gibi soyunmuş artık korkularından
onu ben ne kadar buldum desem yok olur
çünkü girilmez tarlasına ay kokusundan

ya güneş ya da morluk onu ben yağmurladım
takvimlere kinle baktığı zamansızlık içinde
belki de yumuşak tüylerini öptü akşamın
ya da oğlaklar sığınıyor çiçekliğine.

/ismet özel
Sanırdım gündüzdü onlarla gecem
içimde ümitti dost bildiklerim
Ne zaman yıkılıp yere düştüysem
Bırakıp da gitti dost bildiklerim
Hepsi varken baharımda,yazımda
Kışın bir burukluk kaldı ağzımda.
aman kendini asmış yüz kiloluk bir zenci
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci
hem dersini bilmiyor hem de şişman herkesten.

iyi nişan alırdı kendini asan zenci
bira içmez ağlardı, babası değirmenci
sizden iyi olmasın boşanmada birinci
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.

ülkü tamer.
https://www.youtube.com/watch?v=8vXzXYF4PLs yine tekrar tekrar ...
Unutmadım aramızdaki beceriksiz dili.
Dünya yordu bizi. Benim de söyleyemediklerim
var. Hiç söyleyemeyeceğim onları belki de.
Uzun bir yolu geliyoruz seninle, yolu,
geldikçe anlıyorum ki, biz,
bu dünya üzerinde yürüyemiyoruz bile.

birhan keskin
Tahir olmakta ayıp değil zühre olmakta

Hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil

Bütün iş tahir ile zühre olabilmekte, yani yürekte

Mesela kuzey kutbunu keşfe giderken

Mesela bir barikatta dövüşerek

Mesela denerken damarlarında serumu ölmek ayıp olur mu?

Tahir olmakta ayıp değil zühre olmakta

hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil

Tahiri zühre sevmeseydi

Yahut hiç sevmeseydi

Tahir ne kaybederdi tahirliğinden?
amk böyle basliklar acip herkesi sair yapmaya calisiyorsunuz edebiyatin icine ediyorsunuz yapmayin oğlum yapmayin kızım... yapmayin amina koduklarim..
Gemiler vardı sana giden,
Hiçbirine binemedim.
Kaldım limanlarda.
Çok gelen oldu,
Bir daha sevemedim.

Ceyhun YILMAZ