bugün

iyi ve güzel hakikate bel bağlamış saf dillerden bir habersin.
"Ben ağaçların soyundanım.
Ve bu 'bayat' havayı solumak kederlendiriyor beni.
Ölen bir kuş,
Uçuşu unutmamayı öğütledi bana."
bir aşk ararım ben sonbaharda
bahar çiçekleri gibi kokan
yaz yağmurlarında yıkanmış
bembeyaz karların arasından serpilmiş
ve bir o kadar temiz
bir aşk ararım ben sonbaharda
nafile, bulamam...

delinin biri - eylül 2007
Ne eksikse sen tamamla.
Son derece yorgunum.
Çok uykum var öp beni.
Öpersen ne güzel uyurum.
ve kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum.
durup durup ıssız yerlerde "güçlü ol ey kalbim,
güçlü ol. daha çok işimiz var" diyorum.
bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum.
gözlerin mi daha sıcak gülüyor yoksa dudakların mı ?
anlayamıyorum.
dilaver cebeci
çığlıklarımdan esinlendiğim
koyu bir aşk türküsü
dolanır damarlarımda, usulca
usulca sokulur kanıma
sebebini bilmediğim bir hüzün
bakar gözlerime sensizlik
geceler haram, gündüzler yalan
hasretin yılan olur,
düğümlenir boğazıma
ve yine sen çağlar içimde...

delinin biri 2006
iki Kişiye Bir Dünya

Şimdi de oturmuş tuz biber ekiyorsunuz yaramıza
Kiliselerde camilerde öğütler veriyorsunuz Tanrı adına
Sonra her gece bir cinayet işliyorsunuz
Temiz çarşaflarda pis kanınız
Uykularımızda gölgeniz korkunç belalı
Sizi sayıyla mı verdiler bize
Defolun karşımızdan
Bize kendi derdimiz yeter
Kanınızı bulaştırmayın ellerimize

Ümit Yaşar Oğuzcan.
Renk Körü

yaşanabileceklerin tam yarısında
sevgilim,
anladım karışmış renkler.
bak istediğin renge
gördüğüm bir başkası
belki ton farkı,
belki fazlası,
nadiren aynısı.
aynı renge aşkımız,
sair yönde arayışımız.

Ahmet Ertan
altıncı gün

benim söylemek için çırpındığım gecelerde,
siz yoktunuz.

özdemir asaf
SESSiZ GEMi
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez k...Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden

Yahya Kemal Beyatlı
Uçmak biz yaratılmışlara bahşedilmeseydi şayet
Kırılgan ruhlarımız kanat çırpmasını bilmezdi elbet...
kaçırdığımız sabahlara ciddi bir özür borçluyuz
beraber uyanmadığımız bütün sabahlar
bir şey eksikti vardı yeryüzünün haberi
yanımızda başka bedenler
aklımızda başka hayaller
ama aynı güneş aynı gökyüzü
ve sen büyürken kimselerin fark edemediği yerlerde
gözlerini anlamsızca dikerken en yükseklere
durmaksızın seni düşündüğümü söylemem doğru olmaz.
sevgilim, bana bir çok kereler
yabancı durursun, bilmem neden?
kalabalık içinde olunca seninle
bütün sevinçlerim kırılır birden
ama karanlık sarınca bizi
tanırım yüzünü öpüşlerinden...

w.von goethe
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.

Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
inan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.

Özdemir Asaf: seni saklayacağım
görsel
Ben şarabı eskimiş acı acı severim;
En çok da ramazanda cumaları içerim;
Helal üzümünü ezdim doldurdum küpe:
Ne olur, içinceyedek ekşitme Tanrım.
bedbaht
yine niye gelir ki bahar?
Neden duyulur
parkta çocuk, dalda kuş cıvıltıları.
Kim dinler bu şen şarkıları?
Bankta nişanlılar dillerinde gelecek planları
masalları, hikâyeleri, mutlu sonları…
Allah’ım bir bana mı görünür?
acılar, sürgünler, gözyaşları.
Bir ben mi duyarım
ağlayan günahsız çocukları?
Bir beni mi üşütür
zalimin soğuk zindanları?
Bir ben mi tutarım mazlumların yasını?
Ahh! Bir ben mi meyusum bu alemde
bir ben mi bedbahtım?
Yoksa herkes mi yalancı?
Dünyada acıdan başka şey var mı?
mazk
Affet

Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,
Affet senden habersiz aldığım her nefesten...

Necip fazıl Kısakürek.
Palyaço

i.

kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının

belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize

kim sevmezdi çiçekleri filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi

bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım

herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz

biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bu günlerde

ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz

ii.

umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sessizce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun

bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!

hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu

gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte

rakı doldurun! eksilmesin

iii.

bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz

hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
”duyamadım”, derdim, “tekrar et!”
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz

hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum

kahrol, kahrol!
diyorum

iv.

geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
”olur öyle” dedi palyaço,
”herkes alçaktır biraz”
”otur ulan!” dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz

”rakı doldur!” dedim, “eksilmesin!”
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim

ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim

örneğin;

geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim

ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz

v.

kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz

bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerin dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi

biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz

vi.

haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz

meçhul
Cam kenarında yat bu gece n'olur
Bütün ışıkları kapat
Göğe bak..

Ali lidar
Bir yere yaklaşıyoruz seninle
Belki bilinmeyen bir azak şehir
Belki o, en sakin deniz kıyısı
Belki de bir dağ yamacı kim bilir
O yerde her şey değişecek ansızın
Hiç ayrılmayacak ellerimiz
Kuşlar en yakın dostlarımız olacak
Terk edilmiş bir kulübe evimiz
Gün doğmadan uyanacağız seninle
Tenimizde kırağların serinliği
Kulaklarımızda en güzel şarkılar
çiçeklerin, ağaçların söylediği
Seninle mevsimler orada bambaşka
Zaman bir suyun akışı, o yerde
Hüzün artık unuttuğumuz bir şey
Yalnızlıksa bizden çok ötelerde
O yerde bütün güzellikler hayran sana
içi gülsün diye göz bebeklerinin
Ve döndüren başını içki değil artık
O baygın kokusu kır çiçeklerinin

ümit Yaşar Oğuzcan
Seni düşünüyorum, güneşin ışıkları denizden aksedince
Seni düşünüyorum, ayın parıltısı kaynaklara vurunca
Seni düşünüyorum, uzak bir yol üstünde tozlar havalanırken,
Karanlık bir gecede, dar bir tahta köprüde bir yolcu ürperirken,
Seni düşünüyorum, boğuk uğultularla orada yükselen dalgalar.
Kulak kesilmek için koruluktayım, sık sık her şeyin sustuğu anlar.
Uzakta olsan bile ben senin yanındayım, sen de yakınımdasın.
Güneş batıyor, biraz sonra, ben ışıtacak yıldızlar!
Ne olurdu burda, yanımda olsaydın...

Johann Wolfgang von Goethe
Eski bir hikayeden geldim sana,
Kusura bakma;
Üstüm başım mutsuzluk içinde.
Görmüyor musun?
Güzel olan her şeye biraz eksiğim.
Al beni seninle tamamla.
Allah biliyor,
Adını arayan bir deliydim,
Sana geldiğim yerde.
Hiç kişiliğim,
Kimse beni bilmiyor,
Sen beni sevmeyince.
Hadi şiiri yorma,
Sev beni.
Çünkü ben,
Yer çekimi kanuna karşı gelip,
Bel altıma düşürmeden,
Kutsal bir kitap gibi,
Kalp hizamda saklıyorum seni.
görsel
bilmiyorum ki usta...
biraz cahit abi biraz nazım abi biraz attila abi, ki canımı yakıyor biraz ama olsun.
ahmet arif son nokta ile bitirişi yapıveriyor kelamları öpülecesiler.