Yürüyordum sessiz adımlarla,
Kalbimde koca bir yara olsa da,
Adını tekrarlaya tekrarlaya,
hayata belkide sana,
Koşarcasına ,

Sona gelmeden canıma,
Varlığına,
yokluğuna ,
unutamadığım dokunuşlarına,
Hasret kaldım sana,

Yolum kalbinin esintisi,
Ruhum dalgalı bir deniz misali,
Dipsiz kuyularca şimdi ,
Sensiz sorunların bitişi,
Seni senle yaşamak sadece gönlümdeki,
Kalbimin içli sesi ..
Vazgeçmek zamanı gelmişse yârimden
iki damla yaş durmaz, akar gözlerimden
Ardına bakma çekip giderken ömrümden
Son bir selamı çok görme çıkarken gönlümden..
uğur t.
...Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın...
-Moonlight Sonata-

Ağlayan çocuk resmi yalnızlığı anlatırdı nem tutmuş asılı duvarda
Susmuş sokak lisanında gizli;gece yarılarına kadar yanan fener
Köprü altından rüzgarla beraber benzi sararmış bir gazete kağıdı uçup gitti
Cümlelerin boşluğunu doldurmak gerek gibi
"Hüzün sakini yağmur,yufka yürekli."
Tenin hangi mevsimiyse sarılmak uzak ihtimal
Salkım saçak uzanmak maviye nedense yasak
Düşlerimin ötesinde tutsak moonlight sonata
Uzan ve tut!
Yoksa....

viranşairi
(bkz: viranşairine kitabı için destek kampanyası)
gece yüzüne vurduğunda,
perdenin arkasındadır ölüm.
mısralarda gizlidir
mutlu anılar, sıcak tebessüm
güzel gözlerin solduğunda
adsız aşklar mezarlığında
yeri en yüksek bölüm.

yalnızken çığlıklar sarıyor
saçlarım hiç görmediğin kadar beyaz
belli ki seni arıyor
fakat boş,yürek bulamıyor.

olmasan da olurmuş,
göz görmez gönül alışırmış
her zaman doğru gelirdi, meğer
eskilerin masallarıymış.
Yeryüzünde yalnız benim serseri,
Yeryüzünde yalnız ben derbederim.
Herkesin dünyada varsa bir yeri,
Bende bütün dünya benimdir derim.
Yıllara gezdirdim hoyrat başımı.
Aradım bir ömür,arkadaşımı.
Ölsem dikecek yok mezar taşımı:
Halime ben bile hayret ederim.
Gönlüm ne dertlidir,ne de bahtiyar.
Ne kendisine yar,ne de kimseye yar,
Bir rüya uğrunda ben diyar diyar,
Gölgemin peşinde yürür giderim...
unutmak mı, delisin
gitmesem de bekler orada deniz.
gelirsem, bilmelisin
benim beklememdir burada deniz.

gitmek gibi geleceğim
denizin delisine.
delinin denizi gibi
o ne kadar giderse.

özdemir asaf.
Deli Kızın Aşk Şarkısı

Bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi;
Açarım gözkapaklarımı ve doğar herşey yeniden.
(Sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)

Yıldızlar vals yaparlar, kırmızı ve mavi,
Ve keyfi bir siyahlık dörtnal peşinden:
Bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.

Düşledim büyüyle beni yatağa çektiğini
Ve çılgınca öptüğünü, delice şarkı söylediğini.
(Sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)

Devrilir gökten Tanrı, solar cehennem ateşleri:
Melek ve Şeytan’ın adamları çeker giderken:
Bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.

Hayal ettim söylediğin yoldan döneceğini,
Fakat yaşlandım, artık unuttum ismini.
(Sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)

Bir fırtına kuşunu sevmeliydim seveceğime seni;
Hiç değilse baharda göğü şenlendirir gelirdi.
Bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.
(Sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)

Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: ismail Haydar Aksoy
biz sanki hiç tanrı görmedik
hadi hiç görmedik diyelim, çok doğru...
tanrı da mı hiç görmedi bizi…
ey mezopotamya,
ey iki bin yıllık gece!
dön bak, kardeşlerim ölüyor kalbimin doğusunda.
kıskanılan kırmızısın
parmak uçların öpüldükten sonra meşhur
ayakların kumsalda gezindikten sonra yorgun
gözlerin yıldızlara dalarken meşgul
göğüs kafesim başını beklerken heyecanlı
özlenilen keman tınısısın.

sol omzunu öpüyorum,sonra sağ omzunu
sonra gözlerimden gözlerine geçiyorum hızlıca
öyle bir trafik ki ;durmak düşünmek bitiveriyor
ah, gölgelerimiz yatıyor boyluca bizi ayakta uyutup.

yetmişlerin istanbul düğünlerinden,
bir gelin çiçeği tutmuş elimiz hiç bırakır mı
kırmızı boyun fuların boynunu öperdi, kıskanırdım
şu ,şu Sirkeci, , Kadıköy,Üsküdar ,Eminönü
ne çok ah almışsa kavuşamadı kızlarına
daha önce bıçaktan hiç su içmedim
hiç kısılmadı kerpetene bıyıklarım
gururlu bir gemiyim oldum bittim
sabah olur yelkenlerimi saklarım
özgürlük dediğim yerde demirledim

üstüme varma bulutları tutamam
böyle paldır küldür gideceklerdir
gelmezsen farketmez kimseyi aramam
asıl sevdiklerim en içimdekilerdir
onlarla yaşarım eğer yaşarsam

olur mu gecemi yeşile çalmak
yıldız çivilemek parmakuçlarıma
ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak
hiç doğmamayı isterdim ama
bir kere doğmuşum ölmek yasak

Attila ilhan.
"kimsesiziz kızım biz,
sokak kedisi gibiyiz...
nerede şefkat görsek,
orada kalasımız geliyor bizim..."
Tren katarları geçmez geceleri bu şiirden
bir sonbahar tenhalığı yaşar bu şehir
hatrı kalır hatıralar bile seni düşündükçe
kurgusuz cinayet mahallinde unutulmuş bir gölge gibidir.

Viranşairi
(bkz: viranşairine kitabı için destek kampanyası)
Nazım Hikmet/ Bir Ayrılış Hikayesi
http://www.siir.gen.tr/si.../bir_ayrilis_hikayesi.htm
uzunca zamandır görmeyeli seni
bir başka kadın, bir hoş olmuşsun
kollarıma alıp sarmayalı seni
beyaz peynir gibiydin, kaşar olmuşsun.
BiR AYRILIŞ HiKAYESi
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR...
N.Hikmet
"kıyamete kadar kapattım kalbimi.
içinde kalanla hapsolsun.
anahtarı yok bile denizlerde.
benim olmayacaksan kilitlisin herkese."

beni şair yapan o melek yüzlü peri kızına ithafen.
yalan da olsa
kalsana..
deniz vardı ve bir kaç ağac
kıçı kırık bir bank üstündeydi bütün varlığım
yerde üç beş karınca
gökte öyle ısıtmayan bi güneş
yalan olmasın tek bir kuş bile yoktu
kuş olsa ötse
o bile çekilmezdi ya
neyse..
anlamsız anlatımlar 2011
bayılırım şu düzenli dünyaya
altta ölüler
üstte diriler
gel keyfim gel!

melih cevdet anday.
Belkide haklı olan sendin .
Belkide sadece içine düştüğüm boşluktan kurtulmak için sana tutunmaya çalıştım.
Bilemessinki belkide hayallerime en çok sen yakıştın.
Bilemessinki ulan hergece sen benim rüyalarıma karıştın.

En naif hücrelerimde bile sen vardın.
Bu kadar kısa sürede içime karıştın .
Belkide haklı olan sendin .
Hem sen benim sevgilim olabilecek kalitede bi kadınmıydın ?

Sadece hayallerime çok yakıştın .
Sadece bana karıştın .
Sadece dünyamı karıştırdın.
Sadece sen olup işin içinden çıktım.

Haketmemiştinki hem verdiğim değeri .
Hem sen bana bir kere bile canım dememiştinki .
Hem sen bir kere bile bana hissettiğin duygulardan bahsetmemiştin ki .
Hem sen açık sözlüsün , hissetseydin söylerdin ki ..

Bana küs kalma , yabancı gibi davranma diyorsunya ,
insan değer verdiğine küser , ben sana küsmedimki.
Çünkü ben sana değer vermiyorum ki .
Sadece kırıldım ! Yere düşen bardak gibi ; çatır , çatır ..

Yerle yeksan ettin beni .
Söylediğin kelimeleri düşündüğünde , anlayacaksın ne demek istediğimi.
Attığımda üzerimden söylediğin onca şeyden sonra soğuk duş etkisini .
Aldığın her nefes için pişman edeceğim seni .
Yemin ediyorum çok pişman edeceğim seni .

Buda benden size armağan olsubn !
Gittiği yerler de çiçek açsın!
Çın çın çınlasın tüm sarhoşlarn kulakları !
Mutlu uyumak lazım azizim
Madem uyku yarı ölüm halidir
O halde mutlu ölmek lazım
Her gece.
Cemal Süreya
görsel
"Benim adım insanların hizasına yazılmıştır.
Her gün yepyeni rüyalarla ödenebilen bir ceza bu.

Keşke yağmuru çağıracak kadar güzel olmasaydım
Ölüm ve acılar çatsaydı beni
Düşüncem yapma çiçekler kadar gösterişli ve parlak
Sözlerim ihanete varacak doğrulukta olsaydı.
Anmaya gücüm yetseydi de konuşsaydım
Diri-gergin kasları konuşsaydım
“Kardeşler! ” deseydim “Kardeşlerim! ”
“Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan
“Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan
“Bakın yaklaşıyor...”
Yazık, şairler kadar cesur değilim
Çocukların üşüdükleri anlaşılıyor bütün yaşadıklarımdan
Gövdem kuduz yarasalarla birazcık yatışıyor.

Benim gövdem yıllar boyu sevmekle tarazlandı
Öyle bir çalımlarla gecenin çitlerinden atlardım
Bir güneş sayardım kendimi denizin karşısında
Çünkü çam kokularına sürtünüp ağırlaşan ruhların
inanmazdım dosyalara sığacağına
Gittikçe ışıldardım dükkânlar kararırken
Hüznün o beyaz etrafına sakallarım batardı.

Benim adım bilinen cevapların üstüne mühürlenmiş
Ellerim tütsülenmiş
Evlerin yeni yıkanmış serin taşlıklarında
Dirgenler, bakraçlar, tornavidalar
Bende kül, bende kanat, bende gizem bırakmadılar
Ve içinden bir baş ağrısı gibi çınlamaktansa
Gövdem açık bir hedef kılındı belâlara.
Ve bu yüzden yakışıksız oluyor
insanları hummalı baharlar olarak tanımlamak
Ve bu yüzden göğsümde dakikalar
ince parmaklar halinde geziniyor
Konvoylar geçiyor meşelikler arasından
Bir yaprak kapatıyorum hayatımın nemli taraflarına
Ölümden anlayan, ciddi bir yaprak
Unutulacak diyorum, iyice unutulsun
Neden büyük ırmaklardan bile heyecanlıydı
Karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak."