gecenin tek şiirlik özeti

entry246 galeri0
    94.
  1. cenevre ve basel

    dünya ne kadar güzel

    alpli bir peri dolaşır rüyalarımda

    patates kızartması kokuları var dudağında

    cenevre ve basel

    Dünya ne kadar güzel

    Ensemde ılık bir kış güneşi belki de nefesi

    Çınlar kulaklarımda sesi, Sanki viyana senfoni orkestrası..

    Cenevre ve basel

    Dünya ne kadar güzel

    Cenevre ve basel...
    1 ...
  2. 93.
  3. ateş böcekleri

    yarayı okşadıkça dökülüyor kabuklar
    diyemezsin
    oysa belirsizliktir
    ormanlarına pusu kurdurtan hayvanları. kim bilir
    hangi çağın karanlığında iki ateş böceği
    gibi iki omzuna konmuştuk sevgili siyahını öpecek
    ve ölecek olan, kanını
    terine nişanlanmış o yaralı delikanlının.

    hayır, bugün inanmıyorum ben gitgide büyüyen ellerine
    ellerin büyüdüğü şehirlerde
    gözlerin ettiği sözleri kesme cüreti gösterilir

    ve o kesilen sözlerin üstüne
    oğlanlardan yüzülmüş ipek tenden tüller serilir
    gümüş yünden kuşlar örtülür

    gideceksin. belli. git o halde seni çağıran beldeye
    benim ilmim sistir de!
    benim ilmim suçtur de!

    ve unut sonra o iki ateş böceğini

    kaldır başını ardından
    gökyüzünde tek bir ateş böceğinin
    bölünüp
    kendisinden iki ateş böceği oluşunu
    şaşkın bakışlarla, utanç içinde gözle!

    benim sisim sensin de!
    benim suçum sensin de!
    belli belirsiz bir akyanus beni üstlensin
    yarayı okşadıkça dökülen kabuklarla dolu sesinde!

    küçük iskender
    0 ...
  4. 92.
  5. seninle hiç istanbulda olamadık
    göremedi istanbul ikimizi

    ne emirgânda bir semaver tüketebildik
    ne aşîyanda hüzün
    bir tepeden seyretmek için bu güzelim kenti
    ne çamlıca kısmet oldu ne piyer loti
    hiç bir vapur taşımadı bizi marmarada
    bir güvertede seni
    liseli aşıklar gibi dakikalarca öpemedim
    ellerini avuçlarımda tutup ta içimi dökemedim

    şöyle bir elimi atıp ta omzuna
    kolun belimde
    yürüyemedim seninle beyoğlunda
    bir sinema ya da tiyatro koltuğunda
    parmak uçlarıma değmedi dudakların
    pasajda arjantinleri çekip
    nevizadede bir iki tek atamadık
    doyulmaz uykulara bir türlü yatamadık

    seninle hiç istanbulda olamadık
    duyamadı istanbul sesimizi

    sahaflarda yorulup ta kitaplara bakmaktan
    çınaraltında mola veremedik
    karışıp çılgın kalabalığına kapalı çarşının
    tadına varamadık bir öğlen rakısının
    ya da sultanahmette bir müzeyi gezip
    dostlara uğrayamadık
    gülhaneden uzanıp sarayburnuna
    intiharı düşünemedik enine boyuna
    ne lâleliden geçebildik sevgilim
    ne kendimizden
    bir çalgılı kumkapı meyhanesinde
    ağlayamadım doyasıya sımsıcak göğsünde
    eski istanbulda gezdiremedim seni
    yemişte, asmaaltında
    ne kaldırımlarımı gördün ne çayhanelerimi
    ne çocukluğumu bildin ne gençliğimi

    seninle hiç istanbulda olamadık
    saramadı istanbul hiç bizi

    çılgınlar gibi dolanamadık otobüslerle
    trenlere binemedik
    bırak bütününü bu koca kentin
    sadece bir tek semtin
    içinde bile olamadık
    istanbul hiç doymadı bize bir tanem
    biz de ona doyamadık
    1 ...
  6. 91.
  7. kanatsız olmak zordur
    güvercin olsaydın bilirdin
    ve istanbul kasımda çok soğuktur
    hele ki sen sessizce uyuyorsan
    buz tutabilir beyoğlu.
    italyanca aşık oldum sana belki
    ne biliyorsun?
    şimdi sola dönsem tanrı istifa edebilir
    sağa dönsem darwin imana gelir
    hele ki sen sessizce uyuyorsan
    kırılabilir gökyüzü.
    hikayelerim var
    sokaklarda bağıra çağıra satabilirim
    sevişenlere meze olurlar
    yokluklarım var
    sessizce verebilirim sana el altından
    korkarsın, ondan korkuyorum.
    birkaç kelime ötede seni seviyorum var
    bi el at da çekelim yanımıza.
    ben seni italyanca seviyorum sevgilim
    ve beyoğlu buz tuttu az evvel.
    sen uyuyordun ve sessizceydi.
    0 ...
  8. 90.
  9. diğerleri çok kalabalıktı,
    yağmur da vardı bir görsen.
    şemsiyeler rengarenk, damlalar saydam
    küçücük pencereden izledim hepsini...
    sen de gittin o kadar tektim ki
    diğerleri çok kalabalıktı.
    şiirlerle gittim üstlerine bilmediler
    seni de tanımıyorlarmış zaten
    anlattım anlattım, güldüler
    yağmur yağdı
    ben seni bekledim.
    hani gelirsin de arkana saklanırım diye
    güldüler onlar.
    arkamı döndüm
    yağmur yağdı
    kalabalıktılar
    kaçamadım da.
    ben bu gece seni çok özledim,
    çokça geceler olduğu gibi.
    bizden başkaları
    diğerleri
    çok kalabalıktılar.
    yağmur vardı, sigarayı bırakmıştım.
    uzak bir ülkede savaş vardı, adını unuttuğum.
    bu ülkede bir iç savaş
    adını unuttuğum.
    ölenler, adını bilmediğim.
    sevgilim diğerleri çok kalabalık
    dünya çok kalabalık
    adlarını bilmiyorum bin tane ülke var belki.
    ben seni çok özledim bu gece,
    sigara da içmedim yemin olsun ki
    uyumadım da.
    yağmur saydam,
    şemsiyeler rengarenk
    diğerleri çok kalabalık.
    ben seni çok özledim bu gece.
    2 ...
  10. 89.
  11. her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla
    uçak örneğin
    uçurtma mesela
    altına konabilir biri ötekilerden
    kısa olduğu için sallanan bir masanın
    veya şiir yazılabilir
    süresi ötekilerden kısa bir ömrün üzerine

    bir beyaz kağıda her şey yazılabilir
    senin dışında
    güzelliğine benzetme bulmak zor
    sen iyisi mi sana benzemeye çalışan her şeyden
    bir gülden, bir ilk, bir sonbahardan sor
    belki tabiattadır çaresi
    senin bir güle bu kadar benzemenin
    ve benim bilinci nasırlı bahçıvan çaresizliğim
    anlarım bitkiden filan
    ama anlayamam
    toprağın güneşle konuşmasını
    sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

    sen bana ışık ver yeter
    bende filiz çok
    köklerim içimde gizlidir
    gelen giden, açan solan, bere budak yok
    bir şiir istersin
    içinde benzetmeler olan
    kusura bakma sevgilim
    heybemde sana benzeyecek kadar
    güzel bir şey yok

    uzun bir yoldan geldim
    tedariksiz, katıksız bir yolcuyum
    yaralı yarasız sevdalardan geçtim
    koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
    her şeyi anlattım
    olan olmayan, acıtan sancıtan
    bilsem ki sana varmak içindi
    bütün mola sancıları
    bütün stabilize arkadaşlıklar
    daha hızlı koşardım
    sever adım gelirdim
    gözlerinin mercan maviliğine

    sana bakmak, suya bakmaktır
    sana bakmak, bir mucizeyi anlatmaktır
    sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
    aşk sorgusunda şahanem
    yalnız kelepçeler sanıktır
    ne yazsam olmuyor; çünkü bilenler hatırlar
    hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar,
    bahçıvanlar değil, tüccarlardır.
    sen öyle göz, sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
    sen teninde cennet kayganlığı iken
    sana şiir yazmak ahmaklıktır.

    bir tek söz kalır dişlerimin arasında
    ben sana gülüm derim, gülün ömrü uzamaya başlar
    verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim
    ben sana gülüm derim, gül sana benzediği için ölümsüz
    yazdığım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz

    sana bakmak, bir beyaz kağıda bakmaktır
    her şey olmaya hazır
    sana bakmak, suya bakmaktır
    gördüğün suretten utanmak
    sana bakmak, bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi
    anlatmaktır
    sana bakmak, allah'a inanmaktır.
    yılmaz erdoğan.
    0 ...
  12. 88.
  13. hayatımın şiiri diyebilirim,yüregine sağlık,nur içinde yat,Osman Yüksel Serdengeçti..

    mektup 1

    dilimin ve kalemimin ucundasin,
    fakat kalbimin icinde,

    su tukenen yillara sor, gecelere
    gunduzlere sor: kiminleyim ben?

    hic sizin semtinizde vefa ruzgari esmez mi?
    daglara seslendim, onlar bile ses verdi de
    sen neden susuyorsun...

    sen ses ver de senin semtinden esecek vefa
    ve ask ruzgarlarina bagrimi acayim..
    cigerlerime cekeyim...
    'beni ne yapacaksin' deme
    'benim yuzumden ne hale gelmissin' de!

    yollarda ayak izlerini gordum,
    bu izlere yuzlerimi surdum.
    evet, buralardan gecen sensin!..
    yollardan gectigin gibi benden de mi gececeksin?..
    yollardaki izlerini baska izler bozar siler...
    fakat kalbimde biraktigin izler ebedidir, bozulmaz, silinmez...

    seni dusune dusune dusume giriyorsun
    onun icin ben, gunduzlerden cok geceleri sever oldum
    senin olmadigin yerde gunes yok bana
    ates yok bana..hayat yok bana...

    muhacir kuslar sicak iklimlere goctuler
    demek ki goc zamani..benim kusumsa
    'ask' denilen kafeste cirpinip dudu.

    seninle olduktan sonra her sey sicaktir bana
    son bahar bile ilk bahar gibidir.
    bir baktin canimi yaktin
    bir daha bak ki , kul olayim, savrulayim...

    bu bayram da sensiz gecti.seninle her gun bayram bana
    sen olmayinca bayramdan ne haber?

    is bildigin gibi degil.bilmedigin gibi...
    sen kendine bakma, bana bak..neler oluyor o zaman anlarsin

    oldugum zaman mezarima gel
    de ki ' bu adam benden neler cekti
    ey toprak, boyle bir dertliyi sen nasil cekiyorsun...'

    osman yüksel serdengeçti
    1 ...
  14. 87.
  15. uzaklarda öpüştüler gördüm onları.
    sen uyurken
    yediler içtiler,
    hesabı yine bana kaldı
    ben dertlendim kırmızı ojeli kıza
    gitmiş bir haytaya tutulmuş dedim.
    uçaklar geçti üstümden,
    güneyeydi biri kesin güneyeydi
    ben içinde değildim
    sen uyurken.
    cemal süreya yetmez dedim bize
    afrika dahil olsa da küçük kalır dedim
    şiire niyetlendim
    ne rakım vardı ne sigaram
    beceremedim,
    sen uyurken.
    yürürken yorulduk seninle
    ve çok yakıyordu güneş
    su satan çocuğa beşlik banknot verdim üstü kalsın dedim
    seninle yürüdük biz,
    sen uyurken.
    sen uyurken ben yine seni sevdim
    sen bilmedin ki
    ne kadar yandım nasıl söndüm
    güneş doğdu mu doğmadı mı sen bilmedin ki?
    sen uyurken ben şehir adları türettim isminden
    içimde kaldı hepsi
    hep içimde kaldılar zaten
    bilmedin.
    sen uyurken.
    0 ...
  16. 86.
  17. Her sey birdenbire oldu. 
    Birdenbire vurdu gün isigi yere; 
    Gökyüzü birdenbire oldu; 
    Mavi birdenbire. 
    Her sey birdenbire oldu; 
    Birdenbire tütmeye basladi duman topraktan; 
    Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire. 
    Yemis birdenbire oldu. 

    Birdenbire, 
    Birdenbire; 
    Her sey birdenbire oldu. 
    Kiz birdenbire, oglan birdenbire; 
    Yollar, kirlar, kediler, insanlar... 
    Ask birdenbire oldu, 
    Sevinç birdenbire. 
    0 ...
  18. 85.
  19. bu gece
    belki falımda çıkarsın diye
    yıldızları izledim sessizce
    bu gece
    kolumda sen varmışsın gibi yürüdüm sokaklarda özgürce
    bu gece
    bir ilahi mırıldanırcasına adını söyledim ağladım gizlice
    bu gece
    hatırladım seni gördüğüm günü
    ve heyecanımı bana gülünce
    bu gece
    seni düşündüm yine
    bi kez daha sevdim delice
    bu gece
    anladım tek aşkım olacaksın
    bir bu aşk kalacak
    1 ...
  20. 84.
  21. Cemal Süreyya

    Üvercinka

    Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
    En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
    Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
    Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
    Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
    Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
    Yatakta yatmayı bildiğin kadar
    Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
    Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
    Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
    Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
    Bütün kara parçaları için
    Afrika dahil

    Senin bir havan var beni asıl saran o
    Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
    Sabahları acıktığı için haklı
    Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
    Birçok çiçek adları gibi güzel
    En tanınmış kırmızılarla açan
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
    Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez
    Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
    iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
    Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
    Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
    Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
    Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
    Aklıma kadeh tutuşların geliyor
    Çiçek Pasajında akşamüstleri
    Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika hariç değil
    2 ...
  22. 83.
  23. şairden bir bok olmaz sabaha karşı
    sebepsiz hüzünler yazar ehliyetinde
    ve ne söylese yalandır
    alkol kontrolünde
    sevmek bizahiti yaralanmaktır
    ve yaralar hiçbir zaman iyileşmez teninde
    yanlış vurulmuş bir aşıdan sızar da
    diriltir solgun baharları
    şiire sebep istemez
    şairden bir bok olmaz ve
    hiçbir yara
    hiçbir zaman tam olarak iyileşmez
    (bkz: yılmaz erdoğan)
    1 ...
  24. 82.
  25. pare pare olmuş duygularla karşılıyorum sonbaharı
    mevsim hayata yenik, ben bezgin, solgun nefeslerim
    bir daha gelsem dünyaya, seçmezdim bu ayları
    yenik düşmemek için yokluğa, doğrultuyor beni ellerim.

    yana yana yontmuşum kader denen kütüğü
    talih mi bana küs, ben mi makûsluğa gebeyim?
    her halukarda eşitliği bozamadı yılmazlık yüzüğü
    tek başına harb ediyor tüm gücüyle bedenim.
    1 ...
  26. 81.
  27. 80.
  28. tut ki koyverdin kendini rüzgara
    allı dallı bir uçurtmasın sen
    ipin ucu bir çocuğun elinde
    artık havalardasın
    öbür uçurtmalarla bulutlar içinde
    takla takla, cilet cilet
    derken çocuk koyveriyor ipi elinden
    serbestsin göklerde
    takılmak üzre bir telgraf teline
    bir mevsim orda kışlayacaksın
    kuyruğu gitmiş, kağıtlar parçalanmış
    çıtalar kalmış tek senden geride
    gelen geçen bakıp yine çocuk düşüyle sana
    iç çekseler de çekmeseler de
    morgda morlaşmaktan daha iyidir
    bunun ayrı bir aydınlığı
    rüzgarı var
    titreşimi, muştusu, ümidi.

    can yücel
    0 ...
  29. 79.
  30. yalnızlığı denemek

    gecenin ortasında ne işin var
    yıldızlara dokunma yanarsın
    bak birazdan ay da batacak
    karanlık bulaşmasın ellerine
    tersine döner yolunu bulamazsın

    içi dışı uzay tozu yansımalar
    sahi mi yalan mı anlayamazsın
    bir rüya gemisi iskele sancak
    dokunup geçiyor hayallerine
    ağlayasın gelir ağlayamazsın

    sevmek insanın yüreği kadar
    küçükse büyüğünü taşıyamazsın
    yalnızlığı da dene oldu olacak
    nasıl yankılanır derinden derine
    iyi midir kötü mü çıkaramazsın

    insan insanı kendisi tamamlar
    içinde başka dışında başkasın
    eksikliğin fazlana elbet bulaşacak
    öbürü sığacak bunun derisine
    yoksa sabaha sağ çıkamazsın.

    attila ilhan
    1 ...
  31. 78.
  32. sizin hiç babanız öldü mü?
    benim bir kere öldü kör oldum
    yıkadılar aldılar götürdüler
    babamdan ummazdım bunu kör oldum
    siz hiç hamama gittiniz mi?
    ben gittim lambanın biri söndü
    gözümün biri söndü kör oldum
    tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
    söylelemesine maviydi kör oldum
    taşlara gelince hamam taşlarına
    taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
    taşlarda yüzümün yarısını gördüm
    bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
    yüzümden ummazdım bunu kör oldum
    siz hiç sabunluyken ağladınız mı?

    (bkz: cemal aga)
    0 ...
  33. 77.
  34. çağırsaydın gelirdim
    Oysa ben
    Pazar kuduzu gibi gezdim
    Meğer
    Mesaj hakkın bitmiş, vallahi delirdim.
    2 ...
  35. 76.
  36. bir dosttan;

    UYKUSUZ

    içkinin bittiği saatler vardır, bütün dükkânların kapandığı saatler
    Ne ölümün kol gezdiği acil servisler, ne horuldayan nöbetçi eczaneler
    Sarıp sarmalamıştır uyku sevecen kollarıyla bu kenti
    Oysa ben, bir de gece. Sallanan ve nakavtına hazırlanan boksörler kadar dik
    Ringin ortasına fırlatılmış havlular kadar yorgun, ayaktayızdır.

    içkinin bittiği saatler vardır, bütün taksicilerin evinde olduğu saatler
    Pavyonlar kapanmıştır, orospuların düşlerinde masum gülüşler
    Yaşamak en fazla çürümüş bir ağaç kederiyle umrumdadır
    Bundan sonra, bütün okul bahçeleri boş, bütün pazaryerleri
    Dağınık kalacaktır. Çünkü dedim ya yaşamak en fazla
    Kolları kendinden uzaklaştıkça şaşkın, gözleri uykusuzluğuyla sarhoş
    Ormanlar kaçkını, yenilgiler yalnızı bir ağaç kadar umrumdadır.

    içkinin bittiği saatler vardır, kanın alkole karıştığı sarhoş kederler
    intihar, kısa bir sessizlik: bileğe giyotin fiyakasıyla inen jiletler
    Bir canlı bombanın öfkesi kadar tutkuluyumdur oysa ben hayata
    işgal edilmiş bütün ülkelerin kentleri birer barikat gibi ışır alnımda
    Ve evet yenilecektir eninde ya da sonunda bütün işgalciler
    Sarhoşluğum kendinden ırzına geçilmiş Babil kadar utansa da
    Yemin edebilirim, yenilecektir memelerinden ölüm emzirenler
    Tecavüz çocukları, babalarına bir hançer hışmıyla saplandığında

    içkinin bittiği saatler vardır, yalnızlığıyla zehirlenmiş yorgun gülüşler
    Uykulu devriyeler, şarampol vurgunu, uçurum konuğu ağlamaklı sirenler
    Benimse şarapnel parçaları çıkarır yüreğimden bir hayat neşteriyle
    Uzandığım ameliyat masasında kararmış elleriyle madenciler
    Bir grizu patlaması lakin, bir grizu patlaması evrenin kulaklarında

    Sevgilim! Uyu sen benden uzak uykuların büyük yatağında
    Gözlerim tutar bütün nöbetlerini aşkın nasıl olsa!...
    0 ...
  37. 75.
  38. Yine unuttum bildiklerimi, Atos!

    Yine çekemedim silahımı yine baktım gözlerine ve yine daha o tetiği çekmeden düştüm yere,kalbimden vurdu…Bildiklerimi unuttum işte!Hayat sınavından yine geçemedim…,
    Şimdi bilindik tiyatrolarda klişe rollerim var.Ne gerekiyorsa onu yapıyorum,bir avuç maneviyat için veya yanlızlığımın bir an dinmesi için.Güneş ışıkları delip geçiyor her sabah gözlerimi,binbir haykırış çekiyorum gün doğumuna sessizce,gölgemden kaçıyorum biraz takıntılı birazda sarhoş…

    Yüreğimin hedef tahtaları birbir doldu,atacak yer yok artık!Ama işte Atos,işte o geldimi o,yüreğimde yeni hedef tahtaları beliriyor…Allah kahretsin!

    Söyle Atos söyle çekinme!
    Konuşmazsın tabi,bilirsin sende;
    “çekip git!” desen yüreğim gelecek benimle,”kalıp savaş!” desen kendimden geçeceğim!
    Çıkmaz sokaklaramı diktin umutları Atos?
    Sendemi silah çekeceksin bana?
    Yo,yo….öyle kolay değil beni vurmak!
    Ustasından öğrenmeden olmaz…
    Onu bir tanısan Atos,
    Ah bir tanısan…
    Varsın baksın gözlerime,
    Anlamını yitirdi zaten,
    Bütün şekiller gözlerimde..
    Bir kere daha gülse bana!
    Kalbim acıyor be Atos,
    Öyle bir his ki bu,

    Dü-şü-ne-mi-yo-rum!
    0 ...
  39. 74.
  40. koca hafta bekledim seni pazar günü,
    cumartesi geç yattım sabah'ında geç uyandım,
    gezdim dolaştım yoruldum,
    şimdi yatağa uzandım,
    ben yine bu pazardan bir bok anlamadım..
    1 ...
  41. 73.
  42. karpuz kabukları suya düşer.
    hatunlar vücutlarını sergiler.
    kağıt kalem pelesenk oldu.
    siktir git artık finaller.
    0 ...
  43. 72.
  44. yürek çırpınır bir sevdaya tutunma çabasında,
    gece karanlıklarıyla salınır pervasızca,
    nedendir bilinmez boynunu büker küçük bir çocuk,
    yoksa onu da mı kurtaracak olan sadece bir umut.
    0 ...
  45. 71.
  46. söylenmemiş sevgilerde
    açılmamış şarapların tadı var
    geceler senden önceydi
    şafağı gördüm
    sende tutkulu duyguların
    yansıyan ışığıydı parlayan gözlerinde
    yasaklar davet gibi çağırdı olmazlara
    her zaman hep sana yöneldi duygularım
    aklımın dur dediği yerlerde duramadım
    yasaklar davet gibi çağırdı olmazlara
    çıkmazlar sokağında hep seni sabahladım
    olmazı olur sandım
    yoruldu umutlarım
    tutku, duygularımın yansıyan ışığıdır
    parlayan gözlerinde
    1 ...
  47. 70.
  48. öğretirler insana
    beş parasız yaşamayı
    öğrenirsin
    yaşarsın
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük