Üç yaşlı arkadaş varmış huriye,nuriye, ve duriye diye. Bir gün huriye ile duriye kalkıp nuriye ye misafirliğe gitmişler. Üç arkadaş hoşgeldin hoşbuldum yaptıktan sonra, nuriye "ay size ben bir kahve yapiim" demiş ve gitmiş kahve yapmış gelmiş. Kahveler bitmiş sohbet devam etmiş. Yaşlılık ya, nuriye kalkmış "ayyy unuttum size bir kahve yapiim ne kadar kötü bir ev sahibiyim" demiş, ve kalkmış yeniden kahve yapmış. içmişler ve üçüncü kez nuriye "ay kızlar kusura bakmayın ben size bir kahve bile yapamadım hemen yapiim içelim" demiş ve yeniden kahve yapmış. Neyse günü öyle geçirmişler, günün sonunda elvedalarını edip huriye ve duriye eve koyulmuş. Yolda giderken, huriye demiş ki "ay görüyo musun o nuriye yi o kadar oturduk bi kahve bile ikram etmedi" demiş.. Duriye de bakmış huriye ye boş boş sonra "kız sen nuriye yi nerde gördün ki?" Demez mi...
Evet anlatiyorum..
iki tane arkadas varmis.
Adamlardan birinin karısinin ismi havvaymis digerinin karisinin ismi döneymiş.
Bu iki arkadas bir gun yola cikmiş ve o sira havanin durumu cok kötüymüs.
Adam arkadasina demişki havanın götü karardi geri mi dönsek demiş.
Diger adamda dönenin amina koyum demis.
Birgün adamın biri cehennemi çok merak etmiş, cehennemin önüne gelmiş ve kafasıni içeri doğru uzatmiş. Tam o sırada zebani ensesine bir tane vurup cehennemden içeri fırlatmiş. adam zebaniye dönüp şöyle demiş;
Babası oğlunu evlendirip, evlerinin bir üst katına yerleştirmiş. yatak odalarıda üst üsteymiş. Gerdek gecesi bunların yatak odalarından takır tukur sesler gelmeye başlamış. Bu böyle birkaç gün sürmüş.
Babası en sonunda dayanamayıp sormuş:
-Oğlum siz neyapıyosunuz da böyle acayip sesler geliyo?
Oğlu önce söylemek istememiş ama babası çok ısrar edince dayanamayıp bir stil geliştirdiğini ve karısını öyle yaptığını söylemiş.
Babası :
– Oğlum bana da o stili öğret bende ananı öyle yapayım.
Oğluda anlatmış :
– Gardolabın başına çıkıp karımın üstüne atlıyom öyle yapıyom karımı. Ertesi sabah karısıyla balayına gitmişler. Balayındayken bir telgraf gelmiş babasından:
Nasrettin hocaya bi oyun oynamışlar ve çok çirkin bir kadınla evlendirmişler ertesi gün hanımı demiş hocam kime görünüp kime görünmeyeyim hoca da demiş ki ' bana görünmede kime görünürsen görün ' .
eskiden, çok eskiden, tee padişahlar zamanı; yaşlı bir alim şehirden köyü doğru yola çıkmış. yolda uzun boylu bir adama rast gelmiş. alim adamı durdurup, sormuş; yiğidim yolculuk nereye?
yiğit cevap vermiş; bunlar ne salak salak sorular ya? yaşın kaç senin? yaşın kaç? bu böyle mi sorulur dal yarak.
temel in bir koyunu varmis bunu ıdris in meşhur koçu ile ciftlestirmek istiyormuş.
ıdris demiş ki. ılk ciftlesmede senin koyun kesin hamile kalır. ılk ciftlestirme 100 tl. ha hamile kalmazsa ikinci ciftlestirme 90 üçüncüsü 80 diye gider bu.
temel de demiş ki. tamam. peki koyunun hamile kaldığını nasıl anlayacaz. ıdris , sabah koyun yerde yatiyorsa hamile kalmıştır . ayakta ise hamile kalmamıştır .
temel eve gidip koyununu el arabasına koymuş getirmiş ıdris in koçu ile ciftlestirmiş.
temel gece zor uyumus heyecandan. sabah kalkmış ahıra gitmiş ki. koyun ayakta. hayda demiş hamile kalmamış. yine koyunu el arabasına koyup ıdris in kocuna ciftlestirmeye götürmüş.
ertesi sabah ahıra bakmış koyun yine ayakta.
yine koyunu el arabasına koymuş. götürmüş koça. habire parada ödüyor.
temel sabah karısı fadime ye seslenmiş. fadime git bak bu koyun ayakta mi yerde yatıyor mu.
fadime gelmiş az sonra ve temel e .
temel koyun ne ayakta ne yerde yatıyor. el arabasına binmiş seni bekliyor demiş.
Yahudi asıllı bir Rus; israil'e göçme iznini alır. Çıkışta, Ruslar bagajını denetlerken elbiselerin arasındaki Lenin’in büstünü bulurlar:
— Bu nedir?
Yahudi:
— Bu nedir? sorusu yanlisdir yoldaş!! Bu kimdir? demeniz gerekirdi!!. Bu Lenin’dir, sosyalizmin temellerini atan, Rus halkına iyilikler getirendir. Bende bunu bereketli günlerin anısı diye yanıma aldım.
—Tamam, geçebilirsiniz!
Tel Aviv havaalanında gümrük memuru büstü görür ve sorar:
— Bu nedir?
Yahudi:
—Bu nedir? sorusu yanlisdir pasam!! Bu kimdir? demeniz gerekirdi! Bu Lenin’dir. Bu deli cani yüzünden Rusya'yı terk etmek zorunda kaldım! Yanıma aldım ki her gün ona bakıp bakıp lanet okuyayım!
—Tamam, geçebilirsiniz!.
Adam evine gelir, büstü büfenin üstüne koyar, gelişi nedeniyle de akrabalarına davet verir. Yeğenlerden biri sorar:
—Bu kimdir?
Yahudi:
— Bu kimdir? sorusu yanlisdir kuzum! Bu nedir? demen gerekirdi!..Bu; on kilogram, yirmi dört ayar altın, vergisiz, gümrüksüz, üstelik KDV’siz!!!
Temel ile Dursun ölmek üzereymiş. Önce Temel'e sormuşlar, "Son arzun ne?"
'Anamı görmek', demiş.
Peşinden Dursun'a son arzusu sorulmuş. şöyle demiş
"Temel anasını görmesin!"
tam bizi anlatıyor. biz neden böyleyiz? bu ülke neden böyle... inşallah düzeliriz ne deyim...
Bir ingiliz, bir fransız, bir Alman bir de temel yan yana gelmiş. ingilizde, fransızda ve almanda Türk yapımı maske varmış. Temel hala telefonuna şifre gelmesini bekliyormuş.
Temel, sevgilisi fadime ye
'akşam 8 de bizde ol, evde kimse olmayacak'demiş.
Saat 8 olunca temel in evine giden fadime, kapıyı çalışvermiş ama kimse açmamış. çünkü evde kimse yokmuş.
Temel gölde yüzerken, arkadaşları şaka olsun diye elbiselerini alıp kaçmışlar. Temel biraz yüzdükten sonra çıkmış bakmış elbiseler yok. Uzun süre beklemiş, bakmış gelen giden yok. Geç vakit olmaya başlayınca mecbur eve gitmeye karar vermiş. iki eliyle önünü kapatarak eve doğru koşmaya başlamış. Köyün içinde Temel'i bu durumda gören babası:
- Ula Temel! Ula benim salak uşağum, yüzuni kapa yüzuni, seni orandan kim tanıyacak!" *