O gece, O evde ahlak yoktu, etik yoktu, Allah yoktu
Yalan vardı etrafımızı kuşatan
Şarap vardı damarlarımıza hücum eden
Yatağın başında yalancı bir peygamber gibi duran fotoğrafın vardı bir de.
Bileklerimi kesmek geçti aklımdan dört kere
Damarlarımı sökmek yerinden
Ve o damarlarla seni boğasıya öldürmek
O kadar güçsüzüm ki sesim bile çıkmıyor
Saat üçtür belki dört uyusaydım ya keşke
Uyanmaktan korkmasam yüz yıl uyurum sanki
Ağaçlar, evler, kuşlar bile uykuda
Bir garip, bir tuhaf, bir huysuzum ki sorma.
Sana söyleyemediklerimi bak gaybına söylüyorum
içinden konuşma!
Bu yeryüzü bu gökyüzü iyi güzel amenna
Her işte bir hayır var doğru bunları geçmeyelim
Ama bıktım artık şerden hayır damıtmaktan
Misal şimdi yan yana uyumak var
Uyumamakta hayır var da
Uyumakta ne mahsur var
Bir güzel olsak ya senle bu anlaşmamazlıklar niye
Secdelere küs alnımda bir kara bir kara
Kalksak gitsek ya şimdi
Belki Abant olur belki Porsuğun kenarı
Bayram namazından sonra
Ben anlatsam sen anlasan beraberce ağlasak
Ağlamak anlamaktır benimle ağlasana..
"Birdenbire her şeyi hoşuma gitmişti. Ama ben onun birdenbire hoşuna gitmemiştim. Ağır ağır hoşuna gider miyim acaba? Buralarını düşünmedim. Düşünmedim, hemen o gece ona aşık oldum."
Sait Faik Abasıyanık, Havada Bulut.
sanmıştık ki ikimiz,
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız.
ikimiz sanmıştık ki,
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız.
hiç yanılmamışız!
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da,
hala içimizde o yanardağ ağzı,
hala kıpkızıl gülümseyen,
-sanki ateşten bir tebessüm-
zehir zemberek aşkımız.