dün aldıgım 6 kapakla bana cehennem çukurlarından bir çukur, bir zindan gibi gelen yer . inanın çıkarken duvarlara çarpa çarpa çıktım bu arada azrailin selamı var. (bkz: kafası güzel olmak)
30 yıl sürmesi gerekirken 31 bölümde biten Türk televizyon tarihinin gördüğü en iyi talk showtu. Bi' kırklanmadı gittiydi ermeyesiceler, sanırım ondan bitti. *
Zamanında ikamet ettiğim yerdir. Bahçeli versiyonları en güzelidir. Ankara Mamak'ta çok bulunur. içinde az çizgifilmler izlemedim he. Tuvaleti rutubetli, kimi yerlerinden fare çıkmıştır ama bahçesinin yıkılması çocukken beni çok üzmüştür.
karşılaştıklarım genellikle çok olay atlatmış biraz da ağzı bozuk yine de bahçe sohbeti katlanılabilir insanların ikamet ettiği yer.
çay kahve derken türk filmine taş çıkartacak olaylarını öğrenip şaşıyor insan.
Bir örneği arkadaşımın komşusu elmas abla.
- Ne vakit eski kocadan açılsa laf ve evlilikten, gayri ihtiyari tecbrübeyle sabit şu cümle dökülüyo dilinden "sevgi de neymiş fışt diye geçiyor geriye ne kaldı diye bak dur sen" -
çocukluğumun içinde bir sürü ağaç olan bahçeli evleri. genelde küçük, odalar nerde başlar nerde biter belli değil, odanın bittiği yerden mutfak başlar, onun bittiği yerden banyo. bir çoğunda oturdum çocukken bunların, küçüğü, büyüğü, güzeli, kötüsü. bazılarını çok sevdim bazılarını hiç. bir tanesi iki kapılıydı mesela, saklambaç oynarken avantaj, biri sizi ararken siz diğer kapıdan dışarı kaçabilirsiniz. ya da dayaktan kaçarken..bu evin tuvaletini dışarı koymuşlardı mesela, gece uyanıp tuvalete gitmek istersem ablama yalvarmak zorundaydım benimle gelsin diye, korkudan. iyi günündeyse gelir yoksa sabaha kadar kıvrandırırdı. ama ağaçları o evde tanıdım ben, erik ağacı, dut ağacı, üstünden defalarca düştüğüm incir ağacı. erik ağacına tırmanarak evin çatısına çıkılırdı, kirazdan da kömürlüğün çatısına. mutsuzsam ki genelde öyleydim sanırım, ya da babamdan kaçmışsam, ağlıyorsam ilk kaçtığım yer incir ağacının tepesi...seneler sonra durumlar değişipte ilk apartman dairesinde oturmaya başladığımızda ilk başlarda sevinmiştim galiba, daha büyük, daha rahat, daha güzel ama o iki kapılı evde geceleri tuvalete gitmek için zıpladığım saatleri hatırladığımda gülümsüyorum daha çok nedense.
En piskopat taraftar topluluğu. Ankara'ya arkadaşımla görüşmeye gittiğimde antalyaspor maçıydı. Ankara gücü gol attı ve gecekondu kendi stadının koltuklarını kırdı. Çok piskopattır çok.
türkiyenin en psikopat taraftar gruplarının başında gelir. liderleri ali imdat'ın tek bir hareketiyle yapmayacakları şey yoktur. maçlara maç izlemeye değil, eğlenmeye giderler. çoğu maçı izlemez bile. takım öndeyse eğer tribün showları görülmeye değerdir. maçlarda taşkınlık çıkarmaları için herhangi bir sebebin olmasına gerek yoktur. eğer gecekondu da maç izleyecekseniz gerçekten dikkatli olmanız gerekmektedir. kimseye çarpmamanız, sigara dumanınızın kimseyi rahatsız etmemesi, salladığınız atkının kimsenin gözüne girmemesi gerekir. aksi takdirde hoş olmayan durumlarla karşılaşmanız olasıdır.
ankaragücü'nün taraftar grubu. oldukça sağlam her daim takımın arkasında duran adamlardır, geçen oynanan maçta malum ekonomik durumlar kötü ikinci yarı ıslak formayla sahaya çıkan takımlarının yanında olmak için o yağmurda soyunup maçı öyle izlemişlerdir.