şu anda iliklerime kadar çaylaklığı hissettiğim vakit. sen karanlık, sinende sakladığın bütün günahları, biraz sonra çıkacak güneş bütün çıplaklığıyla ortaya çıkaracak. saklan ve dişini göster hırlarsan insanlar korkabilir senden.
insanı varoluşuna kadar sorgulatan sessiz, yalnız bir zaman dilimi. günlük meseleler, maddi sıkıntılar, duygusal bunalımların muhasebesi yapılır tek tek. bazen de dingin bir ruh haliyle dinlenilir sadece. geceleri önemli karalar verilip gündüzleri de bu önemli karalardan cayılır. gecenin gerçekleriyle gündüzün gerçekleri başkadır çünkü.
yalnızlığı sevenler ve kendini dinlemek isteyenler için en ideal zamandır gece. herkes uyurken fırsat bulursun kendinle dertleşmeye. sessizdir etrafın sadece kendi sesini duyarsın.
Nisan ayı başından eylülün otuzuna dek saat 21 den sabahın dördüne ve Ekimin birinden Mart'ın 31'ine dek saat 21 den sabahın altısına dek uzayan zaman süresi.
kendisiyle başbaşa kalabilmek için bütün gün zamanın hızlı ve amansız bir şekilde geçmesini beklediğim yegane arkadaştır. ya başbaşa kalırız, ya da onu terk edip uykunun kollarına bırakırım kendimi.
kendim diye söylemiyorum ama yaptığım dandik kayıtla bir çok kişiye kendini çok sevdirmiş bestem. ayrıca bende çok severim her gece uyumadan önce bir doz okurum ya da dinlerim
sözleri de şöyledir :
bu gece her zamankinden fazla özledim seni
bu gece dokunmaktan da öte izlemek seni öylece
bu gece düşünmekten de öte hayatım ellerinde
bu gece istemek yok sadece ağlamak o düşlerde
oof bu aşk...
mesafeler yetmez, dipdibe olmak sadece
oof bu aşk...
sadece sen ve ben le,
sadece gözgöze günlerce
dün gece düşünmekten korkup ağladım sessizce
dün gece ismini duydum ben sağırlaştım öyle düşününce
dün gece silmeye çalıştım seni içimden resimlerden
dün gece yine daldım düşlere ölümsüz bu sevginle
oof bu aşk...
mesafeler yetmez, dipdibe olmak sadece
oof bu aşk...
sadece sen ve ben le,
sadece gözgöze günlerce
bu gece her zamankinden fazla özledim seni
yarına çıksam bile ne yazar baktım yine yoksun yanımda...
hiç bitmemesi, hep bizimle olması dilenen...
gündüz de iyidir ama gece daha bir güzeldir. daha samimidir, daha sıcaktır. dolunayın güzelliğini, hilalin inceliğini, yıldızların ışıltısını gecede bulursunuz. sakinliğiyle sanki uyuyormuş izlenimini veren denizin yüzeyinde göz kırpan yakamozları gece görürsünüz. rüzgarın hafifçe salladığı yaprakların hışırtısını duyabilirsiniz gecede. güneşin ilk ışıklarını göndermeye başladığı zaman hüzünlenirsiniz bir günün daha sonuna geldiğiniz için. ama çok değil sadece birkaç saat sonra yeniden yaşarsınız bunları ve hiç bıkmazsınız. güneşin batış vakti geldiğinde gökyüzünde oluşturduğu kızllığa bakarsınız ve birazdan belirecek olan yıldızları düşlersiniz.
gecenin iki yüzü vardır.her gece,gece bize farklı yüzlerini gösterir.kimi zaman sessizliğin,dinginliğin bize verdiği,gürültüden kargaşadan arınmış olan şehrin duyduğu rahatlığın huzurudur.kimi gecelerse bu rahatlık,bu huzur bize batar.şehrin kafasını dinlerken alıp verdiği düzenli nefesler bile bize etki gösterip,kendimizi sadece ona bırakmayız.oysa ki yapmamız gereken tek şey geceyi seyretmektir. gece günün en kötü bölümüdür bizim için.artık uykumuz kaçmış,yalnızlığımıza gömülmüşüzdür,düşüncelerin ardı kesilmez.