Şu sıralar biraz uykusuz geçen günün karanlık kısmı.
Nedendir bilmem geceleri duygu ve düşüncelerim cok daha derinleşiyor. Gündüz gülüp geçtiğim basit bi sey gece saatlerce kafami kurcaliyor. Daha cok özlüyorum. Daha cok seviyorum. Daha cok nefret ediyorum.
Sanirim birazda kendinle başbaşa kalmaktan dolayi ortaya çıkan bir durum. Gündüzün kalabalığı,gürültüsü, yanındaki insanlar, görüntüler sesler yokken kendiyle başbaşa kalıyor insan. Dısaridan hicbir etken olmadan gerçek düşünceleri ve hisleriyle. Ancak o zaman kavrayabiliyor bazı seyleri.
Yapılan her işi daha kaliteli hale getiren zaman dilimi. Uykudan tut yediğin yemeğe içtiğin sigaradan tut izlediğin filme kadar her şey daha bir iyi geliyor insana. En azından bana.
ah mirim ah "gece midir insanı hüzünlendiren, Yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni bana düşündüren, Yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?"
Şehrin çoğu kısmı karanlık , elinde sigaran yanında kahven . Bir yandan oksijenine doyarken , bir yandan içindekileri dökmek . Saat 12'den sonraki aktivitem .