Saat 00.30... Gece yarısı.. Yine karanlık çöktü, etrafımdaki herkes çekildi, yine çaresizliğimle ve dertlerimle başbaşa kaldım.. Bu gece dahada acıtıyor canımı. Yok oluyor gibiyim. aldıgım oksijen bana yetmiyor, dolduramıyorum cigerlerimi, nefes alamıyorum. Gökdekinden medet umuyorum, bir çare olsun diye. Çünkü sıgınacak kimsem kalmadı artık. Herşey tam yoluna girdi diyorum, bir anda tekrar aşkın çelmesine takılıyorum, düşüyorum.. Tekrar kalkıyorum ve yine düşüyorum. Aşkın girdabıyla yok oluyorum. ateşiyle kül oluyorum. Onsuzluk kokan odamda son buluyorum. Kaderim 60' lı yıllardan kalma sanki. Tüm sayfaları siyah ve beyaz.. Renkli değil hayat onsuzken. gitgide dahada kararıyor kaderim. yakında beyazıda kalmayacak, simsiyah olacak sanırım. bu son sözlerim diyemicem, çünkü son olmayacak. Aşkı beni öldürmeyecek, aşkı bana zulmedecek. Daha çok yazıcam, daha çok aglıcam, daha çok ölücem, defalarca ölücem ben,,,
defalarca...
bir tanesine neler sığdırılır. gece, sonradan saatle, dakikayla doldurduğumuz önceleri sadece karanlık olan, hayaller dolar insana, hayaller kurar... sonra bir bakmışsın güneş ışınlarıyla kırıvermiş hepsini.
gündüz; soğuk soğuk, aydınlık, çırılçıplak, utanmazca güler halimize . bir orospu gibi sürekli parlak dişlerini gösterir ve o vampir dişleriyle kanımızı emer,, pisliklerimizi ve acımızı ortaya çıkarır .
gece ise ; örter acımızı,kirlerimizi, herşeyimizi , emer gözyaşlarımızı, alçakgönüllüdür, çok utangaç olduğu için görünmez bile, omzunda ağlarız , omzunda azıcık huzurlu oluruz .
gündüz sevgilidir . gece annedir . gündüz şeytandır . gece melektir .
günün muhasebesinin yapıldığı zaman dilimidir. sessizlik, uykusuzluk ve yorgunluk, karanlıkla birleşince yalnızlık daha bir anlam kazanır o saat dilimlerinde. hayata dair ne varsa düşüncelere aktarılır ve uykuya gidilir öylece.