Aslında geceyi hiç sevmem.
Yani ışığı yok eden hiçbir şeyi sevmem. Çünkü karanlıkla problemi olan biriyim.

Fakat oluşturduğu sessizliğe ve bir müddet de olsa insanların benden uzaklaşmasını sağlamasına aşığım..
Ya bu millete ne olmuş bu ne böyle, hayy Allah'ım ya. akşam yürüyüşe çıkıyorum gecenin bı vakti filan da değil, yanımdan geçen arabalar yavaşlıyor, yavaslarken camı açıyor bakiyor bi andaval, hayır tam dönüp bakmıyorum ama hareketi görüyorum yani, hatta bazısı durup kapısını açıyor??? Neyi bekliyorsun, ay ben de seni bekliyordum deyip koşarak yanına gelmemi mi??? Önceden de böyle miydi bunlar ya... Ya da birlikte yürüyüş yaptığım arkadaşlarim artık yok ve onlar sadece tek olanlara mi bunu yapıyorlar..? ay ne bileyim ya... Cidden akşamın gecenin o sessiz, huzurlu hali maksimum saat 22.00'dan sonra bambaşka iğrenç bir şeye dönüşüyor. Yazın daha hareketli oluyor her yer umarım yaz aksamlarini da böyle berbat hale getirmezler.
içe dönüklüğü, yalnızlığı sevenlerin sığındığı liman. kalabalığı, gürültüyü, ilgi çekmeyi sevenlerin kaybolmasıyla daha da huzur veren bölge.
yine hüzünlere gark eden zaman dilimi. her şeyin güzel, çok güzel olduğu günlere uyanmamız dileğiyle...
sessizlik, tenhalık, huzur getiren gün dilimi. kas ve vücut sergileme çabasından, gürültülü ve fırlamalık içeren sohbetlerden uzakta sığınılan bir liman.
en hüzünlendiğim saat dilimi. geceleri dertler artarmış derler hep. hayallerimi kese kağıdına sardım bile. ah geceler geceler...
duygusallaştığım, yalnızlığım ile raks ettiğim zamanlardır. hey gidi hey. bazı şeyleri daha farklı yapsaydım şimdi sıcak bir el omzumda olabilirdi. evet olabilirdi. keşke keşke demeseydim... sevilmeyi beceremedik dünyaya sığamadık. reel hayat desen yuvarlanmaca. geceler oldukça derler artıyor. yoruldum.
Görecelidir, bazen uzun sürer, bayağı uzun...

"Geceler mi uzadı, Bu karanlık ne?
Gönlümün bayramları, şenliği söndü"
(Sezen aksu)
Günün en çok gece geçirdiğim saatlerini seviyorum. Belki de bu yüzden uyumak istemiyorum. Sanki geceyi ben doğurmuşum da sürekli onla dolaşmak istiyorum. Benim için gündüzlerden daha kıymetlisin.
günün en güzel dilimi.
Ruhun kimliğine bürünmesi istenen vakit. Huzur, tenhalık, sessizlik…
Rengi kara olsa da kaybedişlerimize denk düşen yerleri parlatan bir acımasızlığı var.
Keşke geceleri hiç olmasa...
Gece uzun,mevzu derin sevisecegiz demek isterdim ama konuşacağız.
Esnafın süs diye beslediği muhabbet kuşunun dükkan kapanınca yapayalnız kalması gibi gece de insan için öyle gün kapanıyor insan yapayalnız kalıyor.
Baya yıllar önce yan komşunun bi kızı vardı. Yaşlarımız o zaman 17 falan. her gece gizlice odasının camında sigara içerdi. Hep aynı saatte. onun içtiği sigaranın dumanı, benim odamın açık camından odama sızardı. Bazen uyuyor olduğumda uykumdan uyanırdım. bazen, zaten uyumamış olurdum. Onunla beraber ben de pencereye çıkar bi sigara yakardım. Tek kelime etmişliğimiz yoktu öncesinde de. Yine tek kelime etmeden yan yana pencereden sigara içtik hep aynı saatte. bir keresinde apartmanın girişinde karşılaşmıştık. göz göze gelmiştik orada, o kadar güzeldi ki. Ve biz yine tek kelime etmemiştik. Daha sonra şehir dışında üniversite kazandığını öğrendim. 1-2 yıla ailesi de taşınmıştı bizim buradan. işte Bazen, bazı geceler, şu anda da olduğu gibi o bakışı geliyor aklıma. Göz göze gelmelerimiz, tek kelime etmeden her gece aynı saatte yan pencereden sigara içmemiz. Aramızda gizli bir anlaşma varmış gibiydi. Bu entryi yazdığım saatte içerdik hep, vaktin geldiğini bilir ve pencereye çıkıp yakardık.

Şimdi yine yatağımdan kalkıp, odamın camının önündeki yerimi alıyorum. baktığımız cephe yine aynı. bir sigara yakıyorum. Ama bu sefer tek başıma. O olmasa da ben yine kendimce ona eşlik ediyorum. onun şu an bundan haberi bile yokken.
beni kanser etmeye yeminli olan gün dilimidir.
güneşin mesaisini bitirip de ayın ve yıldızların nispi aydınlığı devraldığı, aşkımızın ve toprağın sessiz seslerinin beynimize türlü türlü oyunlar oynattığı, hüzünlü ve bir o kadar da romantik olan karanlık süre.
sanki birazdan güneş doğacakmış da biz de az evvel yatmışız gibi.

Ama geceler biraz olsun enerji varsa azda libido güzelde geçebilirdi.
Gündüze kıyasla hep daha düşünceli, daha sorgulayıcı ve daha duygusal olduğum anlardır.
Kendimle ve evrenle özellikle baş başa kalmak istediğim anlardır.

Gece kendimi bulduğum, tabiri caizse dünyevi fikirlerden önemli ölçüde arındığım anlardır.
Sonsuzluğun kudretini iliklerime dek en iyi hissettiğim anlardır.
Gürültü ve kalabalıktan uzaktaki biricik sığınak.
En sevdiğim döngü.
Her pisliği örten.
Bence geceler çok uzun olmalı, her şeyi sarsın gizlesin, taşısın mesela.
zaten daha çekici.
gün ışıklarına yutturabildiğiniz bütün maskeleriniz sizin olsun.
Gece daha cesaretli bir hayvandır.
Gece severim ben.
görsel
müstakil evin bahçesinde kedi gibi yatıyorum.
insanlar arasında rahat ve huzurlu hissedemeyen herkesin rahatlığı ve huzuru bulduğu zaman süreci. gösteriş yapan yakışıklı erkekler, güzel kadınlar, romantizmleri ve coşkuları bezdiren aşık çiftler, şişkin egolu saygısızlar yok, ne güzel işte.
Seks yapmak sevişmek için güzel bir zamandır üşüyen üşümüş soğuk vücutlar birbirini ısıtır.
Işıkta vuruşmak.