gece üçte tek başına balığa gitmek

entry2 galeri0
    1.
  1. şu sıralar ruh halime en yakışan davranış aslında. şu ruh hali (#21537771)

    sözlükte takılırsın. ışıkları kapatıp monitörün ışığında danseden sigara dumanlarını izlersin. gece 12 de uyuyup adam gibi erken kalkıp güzel bir kahvaltı hazırlamaktır aklından geçen. aslında aklından geçen kendini normal hissetmek için kurguladığın bir oyundur. o oyunu oynarsan ikna olacaksındır normal olduğuna. lakin yüzleşirsin gerçekle. gece 1 olur 2 olur. ertesi güne pakette 10 sigarayla girmeyi planlarken, pakette 5 adet kalmıştır bile çoktan.

    yazacak bişey, konuşacak bir dost bulamazsın. oda soğur.. soğudukça daha çok soğusun istersin. hiç bir his yokken soğukluk hissi bile insan gibi hissetirir bazen. reddedeceğini bile bile bir kıza ilanı aşk etmek gibi birşey. yeter ki bir tepki versin. senin varlığını kabul etsin de istiyorsa küfür etsin.

    soğuğu daha derinden hissetmek, sonsuz karanlıkla bütünleşmek için atlarsın arabaya. denize kavuşmak için daha sağlam basarsın gaza. cem karaca'nın plak kayıtlarından oluşturduğun mp3 listesi akar fonda. araba virajlarda takla atma aşamasındadır ama umursamazsın. durgun bir gece gibisindir. ıssız bir orman gibi. sessiz sessiz akan bir dere.. bir ölü kadar tepkisiz.

    nihayet dalga seslerini duymaya başladığında, için biraz huzur bulur. "yine geldik" dersin, gülümsersin belli belirsiz. oturursun kıyıya. buz gibi rüzgar çarpar suratına. tek bir ışık yok çakmağından başka. bir süre oturduktan sonra "haydi bismillah" diyip atarsın oltayı. deniz bu gece cevap verecek mi diye beklemeye koyulursun.

    deniz insanın aklını okur. cevap verir bazen. kayan yıldızlar da katılır muhabbete arada. lakin ay hiç konuşmaz. bazen kaybolur bulutların arasında, bazen örter çiçek bozuğu suratını, ayrı bi dünyadır o da.

    sorarsın her geceki soruyu: "neden böyle oldu"

    cevap verir deniz: "sen seçtin bunu, doğru da yaptın. sabret geçecek bunlar. mutlu olacaksın elbet."

    sorarsın: "iyi de böyle zor olmak zor ve uzun olmak zorunda mı?"

    rüzgar sinirlenir biraz, çarpar yüzüne buz gibi cevabını: "herşeyin bir bedeli var"

    "eyvallah" der geçersin.

    ama deniz şefkatlidir: "haydi bırak şimdi bunları" der. oltanın ucu eğilir. bir heyecanla zıplarsın yerinden. çekersin oltayı. güzel bir çipura verir sana. takarsın yemleri atarsın oltayı.

    uzakta bir adam daha görürsün. aynı boşlukta gezinen serseri bir ruhtur. kafasını sana çevirdiğini görürsün. ama gelip rahatsız etmez hiç. o da denizle konuşmaya gelmiş ne yapsın seni. tıpkı senin hiç oralı olmadığın gibi. lakin bilirsiniz birbirinizi. konuşmaya gerek bile yoktur zaten.

    geçer saatler esneye esneye. sigara biterken gün ağarmaya başlar yavaş yavaş. dönerken daha yavaş sürersin arabayı. yolda bi fırının önünde durup simit alırsın. eve gider planladığın kahvaltıyı yaparsın. aynı günün akşamına kadar normal yaşarsın. gece gelmesin istersin hiç.

    deniz duysa üzülür buna. rüzgarın sesi gelir "nankörlük etmee".

    balık bahanedir, sohbet şahane.
    12 ...
  2. 2.
© 2025 uludağ sözlük