direksiyonda en zevk aldığım iştir. Hele birde bildiğim bir güzergahsa arka fonda sevdiğim şarkılar, saatte 1 sigara molası, yan koltukta muhabbet edilebilir biri varsa su gibi geçer. ama uykusuz çıkmamak lazım.
kafa cam kenarında,gözler hızla geçen lambaları saymakta. ama akıl gittiği yerde,gönül arkasında bıraktıklarında. hani televizyonlarda denir ya ekranların başında 70 milyon diye! yalan lan bakın onlarca araba yollarda. farları umutsuz ve kasvetli. ev rahatlığında değil. belki yol uzun,belki bir cenazey gidiyor kim bilir. belki köyüne gidip erik yemeye. belki babasının nasihatleriyle bir üniversite şehrine hayatını siken kadınla tanışmaya,belkide öleceği yere... kim bilir. geceleri sayarken lambaları,aklındakileri cama kusarsın. mola verdiğin durakta,camları yıkarlar aklını geri alırsın.
En sevdiğim yolculuk türüdür. Araç sollarken yapılan sellektörün ortalığı aydınlatması, virajlarda önünü görmek için sellektör yapmak çok hoşuma gidiyor. Hem bu sayede dikkat dağılmıyor. Bir de yağmur yağıyorsa keyfim yerine geliyor.
biraz tehlikeli biraz heycanlı birazda aksiyonlu olabilen durum. uzun yolculuklarda co-pilot olması lazım. otobüs içinse daya cama başını tak kulaklığı gelsin hayaller alemi.
uyunmuyorsa ve dışarı dalgın dalgın baktığınızda aşıkmısın sözünü duymaya sebebiyet verir.
oysa gece yolculuğunda dışarıya bakmak çok efsane güzellerden. ve düşünmek