çocukken dinlenen firavun hikayeleri sebebiyle sinirden değil de korkudan çarşafı sımsıkı kapatmanıza sebep olan durum. malum kendini tanrı ilan eden firavunun ölümü, bir rivayete göre burnundan diğer bir rivayete göre kulağından giren sineğin beyne ulaşmasıyla, duvarlara kafasını çarpa çarpa olmuştur.
önce sessizce yaklaşması beklenir, sineğin iyice kulağa yaklaştığı anlaşılınca kafa sert bir darbeyle yastığa vurulur, sanki ezermişcesine kafa yastıkta oynatılır. bir sinir boşalması yaşanır. tabi bu eylem yapılırken bir aile ferdi o sırada mutfağa su neyim içmeye kalktıysa ve sizi gördüyse durum vahimleşir.
+ hanım bizim oğlana cin girmiş. oynayıp duruyor yatakta, kafasını yastığa mastığa sürtüyor.
- yok bey, ergenlikten o. biraz azmıştır, bir şey olmaz.
+ haa, tamam.
gece kalkıp sineği yakalayıp bir kavanoza koyduktan sora bol güneş alan bi yerde bir hafta bekletip arada bir ne yaptığına bakmak unuttururdu sanırım herşeyi.
gece yattığınızda sineğin kulağınıza fısıldaması diye algıladığım durumdur...
Düşündüm de öyle olması daha kötü be hafız..
Hayal et bi..
Kulağına yanaşıp;
+Uyutmuyacam seni ibinee bızz vızzz...
dese,
Raid'i kendine sıkarsın vallaha..
karasinekse söz konusu sinek, vızıldamak için genellikle sabahın körünü bekler; sivrisinek ise hem vızıldar hem olmayacak yerlerinizi ısırıp sabaha kadar kaşındırır.
en kötüsü ayak parmaklarınızın aralarından ısırandır ki yakalsanız yapacağınız işkencelerin sınırı yoktur...
vızıldaması ayrı kabus, ısırması ayrı kabustur;
(bkz: insanoğlunun sinekle imtihanı)
sinekler uykuya dalma anımızı adeta hissederler ve o anda harekete geçerler!
yani gece yattığımızda ailenin diğer fertleri büyük ihtimalle nrem uykusundayken, bizim tazecik uyku çabamız o nalet hayvanların ağzının suyunu akıtıyor.
biliyorum şaka gibi ama sinekler, kurbanlarının uykunun hangi evresinde olduğunu bile hissedebiliyorlar.
bu zeki, tıyniyetsiz ve gaddar hayvanlara karşı nefretim elbette yersiz değil.
dün gece saat beş suları. uykudan sebepsiz bir şekilde uyandım, kalktım her normal insan gibi suyumu içtim, çişimi yaptım ve yatağıma doğru serin adımlarla ilerledim.
tam uykuya dalmak üzereyken bir ses; wııııızz
tanrım, ses katlanılmaz tonaja gelince, yatakta oturdum. adeta bir şekpir oyununda ki tirat oyuncusu gibiydim.
"neden yapıyorsun bana bunu. ulu tanrım bunu hakedecek ne yapmış olabilir zavallı bedenim. yoksa köhne zihnimin hebersizce işlediği bir günahın bedeli mi bu. eğer öyleyse beni affet kutsal ruh. çaresiz ve bitap düştüm, beni affet."
yatağa tekrar yatıyorum ama uykum epey kaçmış. biraz debelendikten sonra hafif gevşemeyle birlikte dalıyorum, derken yine wıııızz.
sakince ayağa kalkıyorum, ışığı yakıyorum.
"sen ki yüz kiloluk annemi, doksanbeş kiloluk babamı ve yüzon kiloluk ablamı değil de benim, sadece altmış kiloluk benim zavallı kanımı emmek istersin, bu savaşı sen başlattın bre kafir. ya sen öleceksin ya ben!"
elimde yastığım bütün odayı tarıyorum. bir tane öldürüyorum, bakıyorum bir tane daha var. onuda öldürüyorum bir tane daha. böyle böyle 6 tane leşim oluyor. 2 sineği ise yarılıyorum. ama bende yaralanıyorum.
saat sabah yedi suları. annem yıllardır sakin, soğukkanlı olarak bildiği oğlunu bir elinde sprey, bir elinde yastık donkişot edasıyla duvardan duvara sıçrarken görüyor.
"anne bu sprey bozukmu niye sinekleri öldürmüyor."
"oğlum bizde sivrisinek spreyi yok ki, o hamamböcekleri için."
yılmıyorum. muzzafer bir savaşcıyım artık, pes edemem, ya o ya ben..
tanım:kendinizde köklü değişiklikler yapmanıza sebep olabilecek nalet hadise..
evinizin pis koktuğunu gösterir. bu da pis olduğunuzu gösterir. çünkü sinekler pis yerlerde yaşarlar. sonra gelip sinek niye kulağımda vızıldıyor demeyin sorumlusu sizsiniz. kalkın da biraz temizleyin yaşam alanınızı! hiç sevmem öyle dağınık...