vaktiyle bigün gece yarısı sigara içiyordum balkonda. neyse sonra ayakta dikilip aşağıya doğru sarkarken alt komşunun balkonunda mini eteği ve dolgun göğüs dekoltesiyle öylece dikilen garez filmindeki korkunç kadını da andıran(siktir et kese kağıdı geçiririm dedim) taş gibi hatun öylece tam izdüşümümde (ne demek istediğimi mühendis olanlar anlamıştır) duruyordu. o anda kısa bi destur çekerek beyazlayan yüzümü yıkamak üzere içeri girdim. içim içimi kemiriyordu ki meraktan çatlayıp bi 10 dk sonra çıktım. sessizce balkonun kapısını açtım ufak adımlarla balkona çıktım ve aşşağıya usulca eğildim. göz göze geldik!!! içeri girdiğimde memelerini sıvazlıyordu.
oda arkadaşınızdır. gece odaya girersiniz, o vakitte ne bok yiyorsa ayakta, aniden karanlıkta önünüze çıkar. ödünüz bokunuza karışır afedersiniz. yapacak bir şey yoktur,
küfrü basar yatağınıza girersiniz, sabah uyanıp göz göze geldiğinizde ise koparsınız beraber.*
herkes yattıktan sonra biramı kaşarımı cipsimi aldım kendimi deme koydum hafiften demleniyorum. ışık kapalı televizyonun ışığı var sadece sonra bir sessizlik oldu sessizliği açılan kapının gıcırdısı bıçak gibi kesti kapı tamamen açıldı karanlıkta iri cüsseli bir adam vardı benim nefesım kesildi terlemeye nefes alamamaya başladım gök gürültüsü gibi bir ses kulaklarımdan girip beynime vurdu '' noluyor lan burdaaa'' konuşamadım gelen babamdı sadece dudaklarımdan bu sözcük çıktı '' hiç'' sonrası karanlık sonrası boşluk sonrası yok sonrası koca bir hiç.
anlık illüzyondur.
bugün arabayı sürerken camda bi at sineği görür gibi oldum ilk anda. ikinci anda dikkatli baktığımda kuş pisliği olduğunu anladım. tekrar bakmasaydım at sineği gördüğüme yemin edebilirdim, o kadar netti ki bacakları, kanatları filan.