özellikle klimanın yarattığı psikolojik ve fizyolojik etkilerle yolcuların rahat rahat osturabildiği yolculuk. o serin ortamda osurmamak elde değil e bide klimanın çalıştığını bilmek vicdan azabını minimum a indiriyor ve rahat rahat salıyoruz. zartttttttttttt ohhhhhhhhh...
otobüsün içindeki ortama göre kimi zaman iyi kimi zaman çok kötü yolculuklardır. eğer otobüste durmaksızın ağlayan bir bebek varsa, birbirlerini ilk defa görüyormuşçasına muhabbet eden arkadaş[eş,dost, sevgili]varsa kötü gecen yolculuktur.ama herşey yolundaysa , biraz da sanatçı ruhlu bir kişilikseniz ilham perisinin yanınızdan ayrılmadığı tadından yenmez bir yolculuk olur.
kitap okumak istediğinizde ışıkların sönme saatine denk geldiğinden kültürel faaliyet isteğinizi kursağınızda bırakan yolculuk türü ama yanınızda mp3 çalarınız ve biricik şarkılarınız varsa karaltıya bakarak düşünmek de bir ayrı güzeldir.
yanınızda hiç tanımadığınızın birinin uyurken başını omzunuzun üstünde görebileceğiniz ve buna nasıl tepki vereceğinizi bilmediğiniz ayrıca horultulardan ve özellikle otobüsün sarsılmasından dolayı uyuyamıycağınızı garanti verdiğim yolculuklardır.bir de otobüste bebek varsa yandınız.
şirkete ve yolculara göre dayanılabilirliği değişebilen yolculuklardır.bir kış ayında varan ankara otobüslerinde mışıl mışıl uyurken yaz aylarında tatil yörelerimize gidiş dönüşlerde yaşlı amca horultuları,teyze sohbetleriyle çekilmez bir hal alır.hizmette sınır tanımayan muavinler de cabası.örnek:
yer:ulusoy ayvalık-istanbul hattı zaman:sabah 5.30 suları Otobüs yalova civarındadır,yanınızda oturan kişi yeni uykuya dalmıştır.muavin kahvaltı servisine başlar..size ne istediğinizi sorar,hemen ardından havada bir kol görürüsünüz.can havliyle kardeşinizin omzuna uzanan eli durdurup "bana da sorabilirdiniz, uyuyor görüyorsunuzki" tepkilerinize "ama birazdan toplıcam(çöpleri kastediyor)" gibi abuk bir cevap alırsınız.özür dilemeden istediklerinizi bırakır ve gider.sonuç olarak bir şirketi kaliteli yapan çalıştırdığı insanlar, hizmet anlayışıdır sözü beyninize kazınır.
eğer yanınızda uyuyan 120 kiloluk, anatomik olarak kadın özellikleri gösteren ama bir türlü konduramadığınız varlık o ince sınırı geçip, vücudunuzun sol yarısını kaplayarak sağa doğru yayılmaya başladıysa ve yine o varlık otobüs mola verdiği zaman sizin en büyük hakkınız olan işeme hakkınızı elinden almasın diye yavaş yavaş kıpırdamaya başladığınızda bir zahmet uyanıp sizi azarlamaya kalkıyorsa yolculuktan ziyade sinir harbine dönüşen eylemdir.
otobüste ki yolcuların gözlerini kapadığını gören şöförün canavara bağlayarak, otobüsü uçurması sonucu içinizden sürekli fatiha okumanıza neden olan yolculuk türüdür...
antalyada kaldığım iki sene boyunca her üç haftada bir yapmak zorunda olduğum , o zamanki otobüslerin * şimdiki kadar konforlu olmadığı bu sebeple bir hayli sıkıntılı ve yorucu geçen olculuktur.
Gündüz yapılan otobüs yolculukları bile can sıkıcı oluyorken bunun gece versiyonlarının can sıkıntısından öte bir durum olacağı aşikardır. Zira gece yolculuklarında uykusuz kalıp ertesi günü heba etmek söz konusudur.
Ayrıca her otobüs yolculuğunda karşı karşıya kalınan öndeki yolcunun koltuk yatırma seviyesi gece yolculuklarında daha bir önemli hale gelir; nispeten uzun bir yolculuk olacağından, şayet öndeki vatandaş da uykucu bir yolcu ise o koltuk sabaha kadar yatık vaziyette kalacak ve sinirleri yay gibi gerecektir. (bkz: otobuste ondeki koltukta oturanin koltugunu yatirmasi)
Sonuç olarak, sık tekrarlanmaması gereken bir olaydır gece yapılan otobüs yolculukları.
işkencedir. ilk yapılan gece yolculuğu güzeldir. huzur verir, gidelen yer gitmek istenilen yerse gece güzeldir. sonrası ise tamamen işkencedir. herkes uyur, hatta bir ara şoförün de gözleri kapanır. ama yol bir türlü bitmez. her şeyi düşünürsünüz. paranoyak olursunuz bu düşünme eylemi sonunda. bir de otobüsün kaloriferleri bozuksa, uyuyamıyorsanız uzun süre gece sabit bir şekilde oturmak... (bkz: bitsin artık bu çile)
eğer karadeniz otobüsündeyseniz ve romatizmanız varsa, hale ki otobüste uyuyamayanlansanız ve önününzdeki koltuğun altında çocukyatırmışlarsa dayanılamayacak durumdur...
şahsen sevmediğim yolculuktur. çünkü yolculuğun yegane aktivitesi, camdan dışarı bakıp yolu seyretmektir. fekat gece, zifiri karanlığının yeryüzünü örtmesi dolayısı ile, camdan bakma denemelerim sonuçsuz kalmaktadır. yola bakmadan yapılan yolculuk, yola bakmadan yolculuk yapan yolcu çok şey kaçırmış yolcudur. dolayısı ile, şahsen çok zorunlu kalmadıkça gece yolculuk yapmamaktayım efenim. saygılar.
varan, ulusoy, nilüfer turizm, kamil koç gibi firmaları sıkça ihya eden sürekli bir yolcu olarak uyku sorunu olanlar için en berbat yolculuk şeklidir.bu yolculuk çeşidinde firmanın kalitesi ortadan kalkar yerine müşteri profilinin kalitesi oturur. ununu elemiş eleğini asmış concon teyzelerimiz varan ulusoy gibi firmaları tercih etmekle birlikte ortak özellikleri arasında yanlız seyahatten hazetmemeleri vardır. bu teyzeler genelde sabaha kadar yazlığın tesisat sorunları torunlarının ne zaman geleceği gibi iç açıcı konulardan bahsederler.blaupunkt markalı 7-8 kanallı müzik yayını sabaha karşı sidinin elli kez dönmesiyle çekilmez hale gelir. bunun dışında geceleri herkesin uyumasını fırsat bilen otobüs şöförü kendini ingilterede sanarak tek şeritli gidiş geliş yolunun karşı tafatan gelen araçlara ayrılmış kısmını parselleyerek yolculuğa devam etme taraftarıdır. bu sırada uyumayan yolcu bir daha gece yolculuğu yapmanın ne kadar mantıksız olduğunu gözleri kapalı düşünürken muavinin koluna çarpmasıyla ulan ben uyuyoda olabiliridm yuh ya bu kadar da olmaz diyerek iç geçirir ama susar..
herkes uyur siz uyuyamazsınız. o koltuga bacaklarınızı sıgdıramazsınız bi türlü, olduramazsınız. hiç alakanız olmayan küçük otobüs yastığına dayarsınız basınızı, alnınızın bi kısmı camda, arka fonda eski sevgiliyi hatırlatan depresif şarkılar.. saat 3lerde dinlenme tesislerinde ışıklar yanar, gözünüz seyirir, inip wcye gidesiniz bile gelmez. en iisi tesisten kırık kestane şekeri almaktır, sabahın köründe herkes yatagıyla bi bütün olmusken, sizin koltuğa yapışan kıcınızın içler acısı halini biraz olsun dindirir bu, insanı o saatte mutlu edebilecek nacizane bişidir.