üşengeç yazarlardır. dolapta tost ekmeği var. kaşar peynir var. beyaz peynir var. domatesim de var. hatta yumurta bile var. ama o dolabı açıp da, malzemeleri çıkartıp mutfağa gitmeye nasıl üşeniyoruz anlatamam.
stoklarında en az 3 browni intense bulundurmaları gereken yazarlardır. peşinden de meyveli bir soda da içildi mi asitin mideye kadar ki yolculuğu işitilebilir.
gece saat 3'ten önce acıkmışlarsa ve ankara'da yaşıyorlarsa, yarım ekmek tavuk tantuni veya pilav üstü germeç olaylarına girebilirler.
gece saat 3'ten sonra acıkmışlarsa ve ankara'da yaşıyorlarsa, akşam yemeğinden kalan ekmeği kemirebilirler, odanın altını üstüne getirdikten sonra bulunan minimum 2 günlük açık paket aburcubur şeysi yenilebilir. eğer yazarımız ağustos böceği ve karınca hikayesinin anatemasını kapmış biriyse zor geceler için ayırdığı zulasını açabilir ki böyle bir yurt öğrencisi ben henüz tanımadım. bizim orda bütün market alışverişleri o gün tüketilmek için yapılır.
sonuçta açı açına yatıp uyumayı bilmesi gereken yazardır. ne de olsa o bir yurt insanı, yüzde doksan bir öğrencidir. ve öğrencilerin kaderi ya bir hafta boyunca makarna yemek yada aç kalmaktır.
aralarında benim de olduğum ve benim gibi bir çoğunun da olduğunu bildiğim açlıktan oda arkadaşına saldıran yazarlarlardır. görüklede açık yer bilen varsa haber versindir.
