sınav haftası dışında yapılabilecek eylemdir. özellikle sınava yakın gece uyumamak için yardım* alsak da tahmin edeceğiniz gibi öğrenci psikolojisi buna uygun değildir. muhabbete dalıp sabahladıklarının aksine sınava yakın gecelerde saat 9 gibi sütünü içip uyuma isteği belirir.
bazısı da sırf etraftakiler uyumuyor diye uyumaz. eziyet eder kendisine. kendi adıma, etrafımda uyuklayan birisi gördüğümde uyuz olurum. hemen dürterim, kibarca "siktir git lan yerine yat!" diye uyarırım.
madem dirençsizsin, kahve içmiyorsun, sigara kullanmıyorsun, e ne sikime uyumuyorsun be yavrum. siktir git uyu. allah rahatlık versin.
çok güzel olur.zaten istanbul gbi bir şehirde hayat gece çok daha güzeldr.tempo şahanedr.evde bile otursan gece uyumayıp bişilerle uğraşmanın zevki ayrıdr.rahatsız edenn olmaz,ses yapanın olmaz,böle acaip bi rahatlık çöker üstüne.iyidr gece iyidr
sabahı güneşle beraber aydınlatmak ve sonrasında mahurlaşan gözlerle uyumak paha biçilemez bir eylemdir. bu yüzden gece uyumamak anlam yüklüdür, aslında biraz da bencilsindir biraz da duygulu. Bencillik uyuyan bütün insanların enerjisini kendinde hissetmendendir. Duygulu olman ise, çaresiz hissettiğin bazı anlara karşı sınırsız düşünce üretme gücünden kaynaklanır. Ama birşeyleri istesen de değiştiremeyeceğinden dolayı bazı melankolik anlarda gece uyumamak en doğal bitki çaylı çözümdür.
çok zor ise katlanmak gerekenler, çok yaşanan hadisedir. bilirsin aslında uyuyabilsen zaman daha hızlı geçecektir ama yapamazsın... uykusuz geçer gecelerin, nefes alamazsın...
kısa bir süre sonra sinir küpü olmakla sonuçlanacak olan eylemdir. frenleri kullanmak şarttır. doğaya karşı gelinmez.yoksa şarampole yuvarlanıp gidersin.
bir zamanlar öyleydim iyi bilirim. gün içindeki olumsuzlukları gece boyu kafamda döndürüp dururdum. şimdi gecenin uyku saati olduğunu, gün içinde nasıl fırfırlı picamalarımla arzı endam etmem abesle iştigalse uyku saatimde kafamı düşüncelerle doldurup kendimi germem de abesle iştigaldir diyorum ve meditativ gevşeme sistemiyle gevşedim mi top patlasa duymuyorum şimdilerde.
belki kulağımın dibinde horlayan bir karın ağrısı yok artık ondan da olabilir belki. neden olursa olsun gece uyuyabilmek enfes birşey.
sabah; bok vardı da uyumadın dün dedirtir. sonra yastığa bakılır ve dün gece uyumanın yerine yapılan şeyi tercih edip ne çok şey kaybedildiği anlaşılır bu eylemden sonra.
gece olunca yatmak bilmeyen insanın zevkle yaptığı iştir.
akşamın geceye döndüğü saatlerde, herkesin kurulu saat gibi yataklarının yolunu tutmasından sonra, mesaiye başlar bu bünyeler. *
yarım kalmış yazılar okunur, tamamlamaya niyet edilse de üşengeç bünyenin sözcükleri toparlayamamasından ötürü vazgeçilir. msn listesindeki çevrimiçi kişilerin sayısının giderek azalması seyredilir, acaba en sona kim kalacak diye kendi çapında iddiaya girilir.
kitaplardan kenara köşeye not edilmiş okumaktan zevk alınan cümleler, sırasıyla ezberlenmiş olsa dahi aynı zevkle okunur.
sonra bir ara*, pencere açılır ve gecenin / şehrin kokusu içe çekilir. kapkaranlık olan evlere bakılıp orada uyuyan insanların nasıl hayatlar yaşadıkları düşünülür. birkaç tane de olsa görebilmek umuduyla gökyüzündeki yıldızları arar gözler.
mazot yerine toprak kokusu çekiliyorsa içe ve karşı balkon yerine güzel bir manzara varsa karşınızda, işte o zaman gece uyumamak külfet olmaktan ziyade her insanın sahip olamayacağı bir lüks haline gelir.
normal şartlarda boktandır moktandır ama ikinci öğretim öğrencisiyseniz ve öğle onikiye kadar uyuma potansiyeliniz varsa ziyanı yoktur. hatta iyidir, güzeldir.
eğer üniversitede okuyorsanız ve ikinci öğretim öğrencisi iseniz. öğlene kadar dana gibi uyumanız dan kaynaklanan bir sorundur. ayrıca bu durum okul hayatınız bitene kadar sizim yaşam şekliniz olacaktır.