Henüz uykuya yeni dalmış gibiydim. Daha doğrusu kafam girmiş ama vücudum biraz dışarıda kalmış olacak ki uyandım. Filmlerdeki gibi kan ter içinde değildim. Sadece beni zorlayan bir şeylerin olduğunu fark ettim. kalktım, ışığı bile yakmadan salona geçtim. Çünkü mimar elinden geleni ardında bırakmadan odanın kapısını salondan çizme dehasını göstermişti. Çişimden başka saatin kaç olduğu korkusuyla doldu içim. Çünkü yarın erken kalkmak zorundaydım. Artık bir sorunum daha vardı. Acıyan bir parmak. Karanlıkta beynim, saati görmek için çözümlemeler yaparken çok yorulmuş olacak ki sehpayı görmedim. Seke, seke tuvalete gittim, çoğunu oraya, kalanı da çamaşırıma yaparak alelacele işimi hallettim. Saati tam olarak çözebilmem yaklaşık iki dakikamı almıştı. Çünkü pes etmek, ışığı açmak zorunda kalmıştım. Sadece 3 saat kalmıştı kalkmama. Yatmadım. Bir sigara yaktım ve kalkmak zorunda da kalmadım.