elinde bir kitap tavanda bir şeyler arar sinirli bir şekilde.. ilk görüşte "ne yapıyor lan bu manyak" diye düşünürsünüz.. izlersiniz merak edip.. arar arar bir oraya bakar, bir buraya.. bazen durup gözlerini kısar, odaklanır bir şeye.. sonra hemen kafasını çevirip başka yöne bakar ve gözleri bir şeyi takıp eder.. ayakları sanki suyun üzerinde yürüyor gibi hassas, gözleri avına kitlenen bir kartal kadar keskindir artık.. takibini sessiz ve dikkatli bir şekilde gerçekleştirir.. national geographic ekibi o an orada olsa "mükemmel avcılar" programında ilk sıraya koyar bu adamı, öyle avcı kesilir.. ve durur! bir aslan gibi pusuya yattığı yerden hafifçe harekete geçer, karşısındakine bir antilop, ceylanmış gibi yaklaşır. kaçmasın, ürkmesin diye.. ve işte o an gelir.. "paatt.." yüzünde bir gülümseme, bedeninde bir rahatlık vardır.. kitabın üstünde ölü bedeni olan sineğe bakar.. kitaba bulaşmış kanı parmağıyla alır ve alnına sürer diğer gelecek olan sivrisineklere mesaj olarak.. zafer bizimdir..