bak bir şey anlatayım, hele şöyle bi oturun bakayım.
geçen hafta kuzenimle birlikte sigara almaya gittik, abimler kafeye geçip oturdular. hava hafif yağmurlu, kafe orta karar dolu, bir o kadar sessizdi. rüzgar ve ince yağmur taneleri vücuda çarpıp gidiyordu. tam o sırada ayakta çalışan emekçi arkadaşın bir sandalye getirmesini beklerken deniz tarafındaki masada oturmuş 3 insan gördüm. kızın birine uzun uzun baktım. hatta bayağı bir baktım. sonra onun karşısında oturan kıza baktım. kızların ikisi de çok tanıdık geliyordu. tam o an yüzüne uzun uzun baktığım kız bana döndü ve baktı. göz göze geldik. lord voldemort'u gören harry potter misali kalbime bir ağrı girdi. ben ağrının ne olduğu hakkında içten içe kendimle düşünedururken kız birden kalktı ve gitti. ve kim olduğunu o an anladım. "itiraf" başlığına uzun uzadıya yazdığım ve 2 sene önce ayrıldığım sevgilimdi.
demek ki dostlar ciddi anlamda görmeyince insan bir şeyleri unutuyor veya bellek çalışmayı durduruyor.
unutamadıysan ve hala içinde ona karşı bişeyler varsa gece kafanı yastıga koydugunda o gelir aklına yaşanmışlıklar birlikte olunan zamanlar düşünür durursun keşke ayrılırken ona daha sıkı sarılsaydım kokusunu daha da içime çekseydim dersin pişmalık kaplar vücudunu zordur yakın sigaraları.
hay sizin eski sevgiliyi diye başlık açan ellerinizi sikeyim afedersin dedirten başlık.
bıktım eski sevgiliyi özlemek eski sevgiliyi koklamak eski sevgiliyi bilmem ne yapmak bıdıddıdı başlıklarından.