hayattaki en büyük hobim. 12 de uyusaydım, sürekli para sayan kel adam protipinden hiçbir farkım olmazdı eminim. benimkisi kısmi duygusallık. bu da yeter zaten. tamamen duygusal vatandaşlar uyudu. sabah iş var, para pul hesap kitap işleri var felan.
insa gece yatağa girdiğince yalnızlığını farkedıyo. bı dusunuyo kendı halınde. o durum aslında dusunduruyo ya ınsanı asında dusundugun an farkına varıyosun her seyın ıster ıstemez gelıyo bı duygusallık.
dünyaya ve yaşama başka bir tat katar gece. pencerenizden ışıklar içindeki sessizliği dinler ve her şeye rağmen yeryüzü ne kadar da güzel diye düşünürsünüz. güzellikle, mutlulukla karışık bir duygusallıktır bu yüzden.
shuffle'ın bile belli saatten sonra melankolik şarkılarda gezdiğinden kıllandıran saatler. insana bir hüzün çöküyor anlamsız. yalnızlığını anlayıp bir hoş sohbet arıyor karşılıksız. tanımadığı bir insanla belki bir bira. biraz kabukları tabağını doldurmuş tuzlu fıstık. birazda içmediğin halde istediğin sigara dumanı.
özlenen şeylerin hafızaya doluşmasıyla oluşan duygu. kütahya, ardahan, adıyaman, bursa, ankara, kırklareli, izmir...her bir parçamın başka diyarlarda kaldığı benliğim...
insanın kendisi olduğu, doğal olduğu anlarda başa gelen şey. pencerelerden izlenilen sokaklar, tuhaf bir sessizlik, içilen sigaralar, dinlenilen şarkılar, anımsayışlar...
günün yoğunluğundan, telaşından kendini dinlemeye fırsat bulamayanların kendisiyle yüzleşmesidir. pişmanlıklarının, özlemlerinin, keşkelerinin inadına hayat bulmasıdır.
Büyük bir ikilemdir. Gece midir insanı hüzünlendiren? Yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Sorularıyla konuya anlam vermeye çalışan Özdemir asaf' da çaresizdir.
on beş tane sevgilim milyarlarca param da olsa peşimi bırakmayacak olan duygusallık. ilerleyen saatlerde bir camel soft yakıp en duygusal müzikler eşliğinde devam eden derin ruh hali. yazın bir başka fenadır. teksen candır.