kimi insanlar gece olunca yanlız başına bilgisayar başında içki içip eski sevgilisini düşünür, kimisi televizyondaki dandik hint filmlerini izler ve geyiğe sarar, kimisi kendi kendine felsefe yapar hayatın amacını ve acılarını sorgular. ne olursa olsun herkesin uyuduğu bir saatte uyanık kalan insan kendini yanlız hisseder ve günün kovalamacasında bürünemediği bir hale bürünür.
olumlu yönde de değişebilecek psikolojidir. sözgelimi gün içinde uykusuzluğun üstüne 8 derse girmişsiniz, nöbet tutmuşsunuz ve bitmişsinizdir. bünye gece bir saate kadar sürünür, ardından enerji patlaması gerçekleşir. bir neşe gelir kuşatır ruhu. yine uyuyamazsınız... *
gündüz değişmiş olan psikolojinin aslına dönmesidir. gün boyu takılan maskeler çıkarılmıştır. seyirci yoktur, oynamaya da gerek yoktur. kendidir artık. artık kendine mi acır, geçmişine mi ağlar, geleceğine mi endişelenir, yok kafa mı dinler bilinmez.
sanatçıları besleyen psikoloji.gece ortaya çıkan hayatı tartma,hüzünlenme, eskilere gitme kimisine güzel bir şeyler yazdırır,kimisine beste yaptırır,yapamayanlara dinlettirir v.s.Gece,kalabalıklar içinde yalnızlaşan insanların gerçekten yalnız kalıp kendilerine döndüğü zamandır aslında.
kısmen doğru bir varsayımdır bu. güneşin yeryüzüne ışık olarak etkisiyle paralel bi değişimdir.
statü dalgalanması gibi, kişinin mesleği, yaşı, boku veya püsürü doğrudan bir önem arz eder.
mevcut bünyenin içerisinde bulunduğu hal ve durum, o psikolojik gelgit olaylarına farklı farklı bakışlar getirir.
yok işte mesela bir öğrenci, kafasını yastığına koyduğunda kendisini derslerine daha çok çalışmaya şartlar ve zorlar. ama davulun sesi geceleri uzaktan daha bi hoş gelir. güneş kendini gösterdikçe, söz konusu mevcut öğrenci bünyesi "öeeeh sokarım derslere" gibi bir düşünce içerisine girer. ulan daha 3-4 saat öncesine kadar kendini dünyanın en çalışkan öğrencisi olarak lanse etmiştin? kurt adam misali dolunay etkisinde kalmış gibi, daha 24 saat geçmemiş ve sen düşüncelerine en ters eylemi savunuyorsun.
ya da hastalarına kötü davranan bi doktoru ele alalım. halbuki gece yatağına yattığında kendi kendisine; "benden şifa bekleyen insanlara iyi davranmalıyım. onların bana muhtaç olduğu gerçeğine en güzel şekilde yanıt vermeliyim.." diyordun. ohooo, sen ki daha sabah kalktığında o mahmurluğu üzerinden atamamışsın, nasıl insanlara iyi davranıcaksın ki. en azından söylediklerin niye boş, niye tezat, niye abes?
bunların arasında en bi tehlikeli olanları vardır. bu doktor ve öğrenci yatağında uzanırken, hemen camlarının aşşağısında nara atanlar. evet aşık insanlardan bahsediyorum. alkolün verdiği etkiyle dağları delecek olan insanlardan. senin sokaklarda; "seviyorum hüleeeeaaaan!!" diye bağırman hele hele ki, yapıcı olmaktan ziyade kırıcı ve itici olduğun gerçeğini görmezden gelmen.
hee ona noluyo? bi bankta sızmak suretiyle yığılıp kalıyor.. kırıcı olmasaydın ya, çöpçü yerine sevdiğin kız uyandırsaydı seni.
+hemşerim, hüüoop. uyan uyaan.
-gmms. hee. haaa.
+sabah oldu hemşerim.
-bu nee yaa. götüm donmuş. saat kaç birader?
+yediyi çeyrek geçiyo.
-haasss, iş var laaaan.
...
demem o ki, gecelere aldanmamak gerekir. geceler aydınlık olmayan vakitler olduğundan dolayı, sizlere ışık tutabilecek son zaman dilimleridir.
sağlam kararlar, sağlam güneşte alınırlar. hadi bu da benim kıçı kırık aforizmam olsun saatin yedisinde. az biraz güneş geliyo odaya çok şükür.
zannedilenin aksine ve kurt adam imajının ürkütücülüğüne rağmen, son derece sakin ve uyumlu bir ruha sahip olmaktır.
insanın içini kemiren yoğun merak, ona ilk uykusuz gecesini geçirttiğinde, insan gecenin karanlığında, sessizliğin onu yutmasından ve huzur bulmaktan hoşlanır. gün boyunca gelişen tatlı ya da tatsız tüm olayları gözden geçirme şansını elde eder.
hafif bir müzik eşliğinde, gözlerini kapatır ve duygu çöpünün boşalması için gerekli zamana sahip olur. duru ve varoluşan bir karakter için sessizlik ve sakinlik gibisi yoktur zaten.
ara sıra, yalnızlığıyla karşılaşıp, vazgeçilen geçmişin tozlu anılarına eğilir, hata yapıp toz yutar ve bir an için ürker. yine de olgunluk için gereklidir toz yutmak, az ya da çok.
havanın kararması mı etkilidir nedir böyle insanın pozitif enerji kaybına uğraması durumudur. yan etkileri olarak eski sevgiliye mesaj atmak, telefonla arayıp sarhoşum ayağı yapmak, damar parçalardan playlist yapmak, müsaitse rakı, bira, şarap allah ne verdiyse içmektir.
gündüz normal bir şekilde seyreden ruh halinin gece olunca depresifleşmesi. Zamanla bağımlılık yapar. Keyif alırsın bu halden. bir de yağmur yağıyorsa melankolik bir tip olmak kaçınılmazdır.
gece olunca beynimizin sol lobunun işlevinde yavaşlamalar olmasından dolayı gerçekleşen durumdur.
çoğumuz geceleri dertleniriz gündür o gözardı ettiğimiz olaya ya da geceleri daha çok ağlanır gibi örnekleri vardır...
bunun sebebi yıldızlar değil beynimizdir. normalde bizim daha mantıklı düşünmemizi sağlayan sol lobumuzun uykunun gelmeye başlamasıyla birlikte biraz tembellik etmesi ve böylece sağ lobumuzun özgürlüğü ele alıp istediği kadar duygusallık yapmasıyla baş gösteren durumdur.
sokakların boşalması, günlük yaşamın telaşesinin sona ermesi ve karanlığın insan psikolojisinde yarattığı etkilerle birlikte insan kendini dinlemeye başlar gece olunca. kendini dinledikçe de yaşadığı olaylara göre değişik psikolojilere bürünür ki bunlar arasında en çok bizim* "damara bağlama" diye tanımladığımız durum baş gösterir*. bünye alkol de aldıysa ve fonda da efkarlı bir müzik çalıyorsa bu damara bağlama durumu büyüdükçe büyür, kişi kendini iyice alkole vurur ve genellikle sızmayla son bulur.
kolundaki alçının içindeki kırılıp onarılmış kemik ağrısı bile gece olunca daha bir şiddetlendirmez mi kendini? tüm yaralar gece depreşir.. gece sarılıp yattığın sadık yastığın bile unutturmaz sana o acıları. bilakis daha da azdırır. gün batar hüzün çöker, gün ağırır huzur geri döner. akşam ki hasta psikoloji yerini gündüzün reeline bırakır...
oscar wilde ne demiş:çoğunluk gündüzleri sever azınlık geceleri...
güzeldir geceler,insan bambaşka binbir türlü ruh haline girebilir;gece kalabalık yoktur, trafik yoktur, gürültü yoktur;gece daha az enerji dolanır etrafta;ve gecelerde insanın yaratıcılığı daha çok ortaya çıkar...