çokta kırık döküktü aslında hikayemiz senle. yıllarca sevmeye çalıştığım sevemediğim, hatta çoğu zaman ölümüne nefret ettiğim bir adam sayesinde girdin odama.üç farklı tonda ışık verebiliyordun bana.. ben hep en karanlık olanına teslim oluyordum çoğu gece gözlerimi buğulandıran, seni odama koyan olduğundan.
hala yanıyorsun, farklı 4 duvarı aydınlatmaya çalışıyorsun. yanımdasın o adamın yanımda olamamasına inat gibi. belki de onu temsilen, nerden baktığına bağlı değil mi çoğu zaman?
artık bi kademe daha aydınlık odam belki biraz özgürlüğün tadı damağımda ondandır. içimde o adamın atamadığım tortusu ve baş ucumda onun karanlık korkusu lambam..
Anne-baba ikilisinin yatak odasında genelde yatağın her iki yanında bulunan ve komodin adı verilen dikdörtgenler prizmasını kendilerine mesken edinmiş aydınlatma üniteleridir. Zamanla çocukların odalarına da hücum etmiştir. Gece gücüyle çalıştıkları için bu adı almışlardır, kitap okurken yazıları görünür kılarlar.
namı diğer abajurdur. zift karanlığında yatamayan insan yarenidir. bazen bu görevi sokak lambası da görür. turuncu perdeden yansıyan arada yaprak hareketleri ile korkutan lamba.