bir koku. özellikle mayıs'ın 15inden sonra müthiş bir koku oluyor. bir rahatlamışlık, bir yürüyüş yapası geliyor insanın. adını tarif edemiyorum ama her sene oluyor. çok müthiş bir şey.
soğuk kış gecelerinde uğuldayan rüzgarın bir o yana bir bu yana savurduğu kömür kokusudur. yalnız başına üşüyerek ilerlerken boş sokaklarda; sıcacık evlerin varlığıyla ısıtmaktır hayallerinizi.
hüzün kokar, insanı kendisiyle başbaşa bırakır, düşünceler gark eder beynine, bir köşede sessizce sigara dumanı karışır gözlerine. mutsuzluk muydu bunun sebebi, belki evet belki hayır. ama tek ortak nokta kaçtıkları korkular. yüzleşmeye bir türlü cesaret edemediği şeyler. ardından bir ezan sesi soğuk semayı aydınlatır, insanın içini ürperten bir yel eser seher vakti. artık düşlerden uyanma vaktidir. soluduğun havanın ne kokmasını istersen o kokar aslında ama geceleri sadece korkunun buruk tadı damağına yapışır insanın.
sokakalarda yatan aç insanların kokusu yayılır bazen geceleri, vicdanımızın dindirmek istediği..
bali çekip birbirlerinin sıcaklığında ısınmak isteyen sokak çocuklarının kokusu yayılır bazen geceleri, vicdanımızın kalem kitap kokusuyla örtmek istediği..
belki trafiğin azalması nedeniyle egzos gazı eksikliğinden, belki sobaların kaloriferlerin sönmesinden dolayı duman azlığından; ama büyük bir olasılıkla fotosentez yapan bitkilerin gündüz başka, gece başka davranmasından kaynaklanan geceye özgü koku.
adamın aklını başından alır, koklamaya doyulmaz. muhteşemdir.