gün boyu susuz kalmış bünyenin yatmadan önce de içmeye üşendiyse eğer susuzluğunun uykusunun arasında hissedicek kadar çoğalmasıyla birlikte gidip mutfaktan su içmesidir.
Bazen gece saatlerinde aniden uyanır insan. Susamıştır, neredeyse dili damağıyla bütünleşmiştir. Hemen kalkar yatağından ve yarı açık gözlerle mutfağa doğru ilerler. Yoldayken bile içeceği suyun hayalini kurmaya başlamıştır. Buzdolabına varır ve cam sürahiden bir bardak su doldurur. Kana kana suyunu içer, ardından derin bir oh çeker, fakat içtiği bu suyla yetinmez. Rahatlamış gözlerle bardağı bir kez daha doldurur. Sonra ikinci bardağını da ıslak dudaklarına doğru götürür. Fakat bu sefer bitiremeyecektir. Sırf açgözlülükten doldurduğu ikinci bardağının yarısını içtikten sonra, kalanını lavaboya artistik bir hareketle döker. işte insanoğlu hayatta da böyledir aslında. Sahip olduklarıyla hiçbir zaman yetinmez, ancak fazlasına sahip olabilecek ne potansiyeli vardır ne de vizyonu...
yaz aylarında buz gibi su dikilerek yapılan eylemdir. ancak, böyle bir keyif alamazsınız, zira yakar boğazınızı. ılıştırdıktan sonra içmenizi tavsiye ederim. bademcikleriniz şişmesin.
Eğer yanınızda bir bardak su yok ise bir nevi eziyettir. Uykunun en derin bölümünde uyandırır susuzluk insanı. Şekilden şekile girilir sırf kalkmamak için fakat tüm uğraşlar boşadır. O su içilmeden uyumak ne mümkün. Kalkılır, mutfağa gidilir ve çölde susuz kalmış misali kana kana su içilir. O an insana bir rahatlık gelir. Yatağa girilip mışıl mışıl uyunur.