gece geçilen şehirler ışık seli gibidir

entry1 galeri0
    ?.
  1. acılar büyütülerek unutulur sevdiğim
    yüzünden kopunca bir buzul çığlık
    ellerin buz tutmuş iki yarım şarkı olur
    ve ben yoksulluk kokulu bir gidiş bırakırım sana

    beni adresime sorsun esmer bakışların
    dönsen de bulamazsın nasılsa gitsen de

    kentlerden sakındığım bekçi duruşlarımı ara
    emaresi boldur sokakların
    sol omuz başımdaki kokundan yakalanırım
    sokul ki geceme avuçların ıslanmasın

    saat başlarını beş geçer yelkovanın
    senle zamansızım amansızım
    senle büyük susarım
    kendime yenilirim her kavgada
    sonra koca ağız bir çocuk olurum
    bütün trabzanlardan kayarım
    bütün köprülerden sarkarım
    yüzüm kente sürülür
    içime sesin kaçar
    ben seni ağlarım

    alışmak ölümdür
    sanki hiç ölmedik
    tanrının göğsümüze taktığı bir nişandır ölüm

    teneşirlere yatırılıyor şimdi ellerim
    sana uzanmaktan yargılıyım

    hırçın bir iklimin sır girdabısın
    seni anlamak kendine çelmeler takmaktır
    ve kendini affetmesidir her seferinde
    (bazen beni affedebiliyorum istanbul)

    zehir yüklü bir mektup var
    dalgakıranlarımda parçalı bulutlu durur
    sana kent şiirleri biriktirdiğim bir gecede
    çok eşli bir yağmur başlar
    kentin en dövüşçü çocukları ağlar
    bilirim dışarıda yağmur varsa
    sen içinde ağlıyorsundur
    ağlama ki gülmesinler bize
    bak sen seviyorsun diye var sonbahar
    her mevsim gelişine söz veriyor
    saçlarına fısıldıyor
    saçlarına
    bana bir pencere bile açmadığın saçlarına

    sensizliğe alışmak bir bozgun ağırlamaktır içinde biliyorum
    örtülerine unutma beni çiçekleri takıyorum
    şimdi yaşama hakkım sana
    gel de yağmurumdan iç
    seni seviyorum...

    kahraman tazeoğlu
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük