bak cinim, sana iki çift lafım var. koskoca yaratıksın. büyün var, gücün var, herşeyin var. binlerce dolap çalışıyor emrinde. yakışır mı sana dolap kapağıyla oynamak? yakışır mı bunca yazarı, gammazı ziyaretçiyi sıcak havlarda yusuflatmak. ama nasıl yakışmaz... ben boşuna konuşuyorum. sözlüğü tanımayan cine sözlüğü anlatmaya çalışıyorum.
hıh... sen... büyük cin, yerli yersiz camdan görünen, nefesi ensede hissedilen, kamera görüntüsü arkasından geçen... sen mi büyüksün? hayır biz büyüğüz, biz. sen bizim yanımızda bir hiçsin*, anlıyor musun, bir hiç. gözümüzde bir allah kuruşu kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil, ne karmama, ne de artı oylarıma hiç bir şey yapamayacaksın.* yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin sözlüğü. çünkü biz birbirimize kötülükle kıskançla değil, entrylerle bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun?!*
dokunma artık entrylerime. dokunma sözlüktekilere. dokunma oylarıma, oylananlara... eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben, 3 b deki aynura asik cocuk*, hiç düşünmeden okurum ayetel kürsiyi
anlıyor musun? okurum ve dönüp arkama bakmam bile...
tanım: "yeter artık korkuttuğun" denilen yaratığa yazılan mektuplardır.