çocuksun, yılbaşı günü babanın dükkanındasın, gün akşama dönüyor; ki dönerken kişilerce kişi gelip gitmiş, büyük teyzen, küçük teyzen, dayın, amcan, halan, dükkana girip çıkmışlar ellerinde poşetlerle.
her poşette de sana ait bişeyler var sanıyosun (aslında biliyosun).
derken ihsan amca beliriyor kapıda, topallayarak. çok kalın gözlükleri olan çok ince bir adam ihsan amca. üç dükkan yukarıdaki boş dükkanda yalnız yaşıyor. saçını bıyığını laciverte boyamasa acınabilecek bir adam. gelip omuzunu yakalıyor. "bak tombala," diyor. eline bakıyosun. titreyen kare bir kutu görüyosun. sol alt köşesinde "hürriyet" yazıyor. kulağına eğiliyor. "bunu vereyim mi sana" diyor, nefesi yaşlı kokuyor.
"dansöz var bu gece" diyor, babana.
kafanı kaldırıyosun, "baba, ihsan amca da bize gelsin mi bu gece?" diyosun.
üç saniyelik değişik bi sessizlik yayılıyor ihsan amcanın gözlerine.
uzayıp gidiyor o üç saniye, saatlerce yayılıyor dükkanın her köşesine.