kötü komşudur. sevilmez. neymiş efendim sizin balkona donum düşmüşmüş. birde zile hınca hınç basmazmı. hayır anlamadığım başka donunmu yok. yani yarın alsan ne olur. senin donunu giyecek halim yok ya. ne değerli donmuş arkadaş. bütün geceyi mahveden komşudur. dövülmeli ibreti alem olarak asılmadır balkonun iplerine.
bu misafir şayet balkona düşürdüğü don için gelmişse haklı ve doğru bir hareket yapmıştır. düşünsenize yıllardır yalnızsınız, kapınızı çalan yok. bir sevgiliniz hiç olmamış. bunun verdiği efkarla balkona çıkıp sigara içecekken yanınıza uçuk pembe bir string düşüyor. ve siz alıyorsunuz o donu, yılların verdiği hasretle önce kokluyor, sonra bağrınıza basıyorsunuz. sabaha kadar uyku girmiyor gözlerinize, bir eliniz donda tabi. evet diyorsunuz, benden hoşlanan biri var. bunca hayalin üzerine ertesi sabah üst kattaki nurhayat teyzenin ilkokula giden oğlu kapınızı çalıyor. "abi sizin balkona annemin donu düşmüş" cümlesi beter ediyor sizi.
hiç yaşamamalı, kimseye de yaşatmamalı böyle bir acıyı. düşen erkek donu olsa bile.
adab-ı muaşeretten yoksun olan kimsedir. bu kişi veya kişiler gecenin ilerleyen saatlerinde ( nitekim şu an olduğu gibi ) hiç haber vermeden kapıyı çalarlar. bir nevi yaşadığınız şehirde dışarıda kamışlardır. düşünürler, düşünürler... bu türler ancak sıkıntılı bir durum içinde olduklarında sizi ararlar. ve daha sen kimsin demeden '' size geliyoruz '' derler, kapıda gülümser, içeride sarılırlar. hem ev sahibi hem misafir bu primitif ve bir o kadar da sıkıcı ve iki yüzlülük değil çok yüzlülük barından eylemden bir an önce sıyrılmak isterler ama dişler hala tam takım dışarıdadır. yapılacak tek şey var: onlar uyurken gazı açacaksın abi sonrası...