''Deniz suyu serindir
Damla gibi derindir
Bir tek hurma da olsa
Bir mü'mini sevindir.''
davul eşlinde söylediği bu minimal şiire daha fazla dayanamayarak geçen gece polisi aradım. günlerdir biricik laik mahalleme, cumhuriyet apartmanıma dadanan davullu adamı şikayet ettim. konuşma aynen şöyle gelişti:
-155 polis imdat burun?
+memur bey günlerdir uykularımı bölen, gecelerimi davul çalarak zehir eden bir adam dolanıyor mahallede, lütfen gereğini yapar mısınız?
-deli misin adam git işine!
+amirim, vatanımın bekçisi...
dıt dıt dıt dııııt...
polisin gereğini yapmayacağını anlayınca mevzuyu kendim çözmem gerektiğini anladım. ertesi sabah kapım çalınıyordu. laiklikten bihaber olan adam gecelerimi zehretmekle kalmayı bir de bahşiş istiyordu. salonumdaki aşkımın posterine göz kırparak kapıya açmaya gittim.
diyerek karşı komşumun kapısına yöneldi. ''dur'' diyerek ani bir hamleyle cebimden 5 türk lirasını çıkarıp yüzüne fırlattım.
-üstündeki resme bak da insanlık öğren bağnaz!
dedim. ''oruç oruç hasta etme lan adamı''diyerek arkasını dönüp gitti. yere düşen parayı alıp atamdan özür diledim ve cebime koydum. türkiye laiktir laik kalacak!
tanım: ramazan ayı bahanesiyle propaganda yapan densizdir.
Davul değil de davut’tan( güloğlu olanından) oy sevdam ya da bu kadar naz olur mu çalarak uyandırsaydı değil densiz, baştacı olacak insandı nazarımda..